Leo Szilard

Leo Szilard



Esin Kaynağı Bir Kitap
H . G. Wells , 1913 yılında The World Set Free: A Story of Mankind adlı kurgu bilim romanını yayınlamıştı. Wells,fen eğitimi almış olmasının getirdiği teknik bilgisini hayal gücüne ekleyerek bilim kurgu klasikleri arasına giren kitaplar yazmıştı. Bu romanda bazı tahminler de yer alıyordu. Örneğin 1933’te yapay radyoaktif maddelerin bulunacağını ve 1956 yılında atom bombasının kullanılacağı hayali savaşları anlatmıştır. O günlerde bunlar neredeyse akıl dışı şeylerdi. Yapay radyoaktiflik yazarın öngördüğü tarihten bir yıl önce keşfedildi, ama savaşa neden olmadı. Atom savaşı yani atom bombasının kullanılması ise yazarın öngördüğünden on bir yıl önce gerçekleşti

Macar doğumlu, Musevi asıllı fizikçi Leo Szilard(1898-1964) 1932 yılında Berlin' de çalışırken nasılsa bu romanı okuyor. Çok etkileniyor. Ertesi yıl göçe zorlanıyor ve İngiltere' ye gidiyor. Romandan aldığı esinle "zincir tepkimelerine dayalı kanunun patenti" ni 1934 yılında İngiliz Amirallik Dairesi’ne onaylatıyor.

Szilard: Gölgedeki Deha
Leo Szilard, “gülmeceye düşkün, keyifli bir adamdı”.“Bart Hastanesi'ndeki görevine yürüyerek giderdi. Birgün tam Southampton Caddesine geldiği vakit kırmızı ışığa rastladı ve durdu (Bu öykünün inanamadığım tek yönü burasıdır, Szilard’ın kırmızı ışığı görünce durduğu görülmemiştir.) Neyse kırmızı ışık yeşile dönmeden şu düşüne varmıştı: bir atomu bir nötronla vurursanız atom kırılır ve iki parçaya ayrılırsa,bunu zincileme tepkime izler.1934 yılında bir patent başvurusu için yazdığı sözleşmede “zincirleme tepki” deyimini kullanmıştır. Bu patenti savaş bitene dek yayınlanmaması isteğiyle İngiltere Deniz Kuvvetlerine verdi. Amacı, bilimin yanlış yolda kullanımını engellemekti.

Bu arada savaş gitgide büyüyordu.1939 başlarında Szilard,bir mektup yazıp Joliot Curie’ye bir yayınının yasaklanmasının olanak dışı olup olmadığını sordu. Fermi’nin buluşunun yayınlanmasını önlemeye çalışıyordu. Sonunda Ağustos 1939’da bir mektup yazdı,bu mektubu Einstein imzaladı ve Başkan Roosevelt’e gönderdi. Mektupta özetle şöyle deniyordu: Nükleer enerji bulunmuştur. Savaş önlenemeyecektir Bilim adamlarının bu konuda ne yapacağı kararı Başkan’a kalmıştır.

Ama Szilard durmadı. J .Bronowski dostu Szilard'la ilgili şunları yazar:" 1945 yılında Avrupa Savaşı kazanılınca,bombanın yapılıp Japonlara karşı kullanılacağını anlamıştı. Erişebileceği her Leo Szilard,1926

yere protesto çağrısında bulundu. Bildiri üstüne bildiri yazdı. Başkan Roosevelt’e yazdığı bir bildiri yararsız kaldı,çünkü tam verdiği günlerde Roosevelt öldü. Szilard hep,bombanın Japonların katılacağı uluslararası bir seyirci kitlesi önünde denenmesini istiyordu;böylece Japonlar bombanın gücünü anlayacak,kimse ölmeden teslim olacaklardı.

Bildiğiniz gibi Szilard yenildi,onunla birlikte bilginler toplumu da yenilgiye uğramış oldu. Dürüst ve sağlam bir kişilikte bir adam ne yapmalıysa onu yapmıştı. Fizikten caydı,biyolojiye yöneldi-Salk Enstitüsüne gelişi de bu yüzdendi- başkalarını da getirdi. Fizik son elli yılın tutkusu,bu bilginlerin en büyük yapıtı olmuştu. Ama artık anlamıştık,fiziksel dünyayı anlamak uğruna anladığımız düşün birliğini,yaşamı anlamak yolunda adamanın zamanı gelmişti.”

İlk atom bombası 6 Ağustos 1945 günü sabah 8.15’te Japonya’nın Hiroşima kentine atıldı. Szilard bunu yalnız bilim adamları için değil insanlık için bir trajedi olarak nitelemiştir. “Fen çok insancıl bir bilgi türüdür. Bizler hep bilinenin sınırındayız,umulana doğru,ileriye yönelik atılımdayız. Bilimde her yargı,yanılgıdan kıl payı ayrılır ve kişiseldir. Bilim,yanılabilmemize karşın bilebildiklerimize bir saygınlıktır. Bu anlam, Oliver Cromwell’in sözlerinde özetlenmiştir: ‘Tanrı aşkına,yalvarırım,ne olur,yanılabileceğinizi bir kez olsun düşünün.’

Dostum Leo Szilard’ın anısına,Auschwitz’de ölen yakınlarımın anısına,bir ansan olarak,canını kurtarabilmiş bir kişi,bir tanık olarak,burada,bu havuzun başında,saygıyla duruyorum. Kendimizi,mutlak bilgi ve güç hastalığından kurtarmalıyız. Makineleşmiş insanlıkla gerçek insanlık arasındaki yolu kapamalıyız. Kanıyla,canıyla,insanlara dokunabilmeli,insanlara erişebilmeliyiz” (İnsanın Yücelişi)
Top