warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

dolaşım sistemi

Posted by Arif

Oksijen havadan alınıp hücrelere kadar taşınması;yanma sonucu oluşan CO2’nin vücuttan atılması olayına solunum denir. Bu görevi gerçekleştiren solunum sistemleri denir. Genel anlamda solunum canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. Hücrelerin besinleri oksijenle yanarak enerji elde etmesi sırasında yan ürün olarak CO2 çıkar.

HÜCRE İÇİ SOLUNUM
Karbonhidrat,yağ,gibi bileşiklerin kimyasal bağlarındaki enerjisiyle ATP sentezleşmesine denir.

HÜCRE DIŞI SOLUNUM
Canlıların dış ortamdan oksijen alıp dış ortama karbondioksit vermelerine yani soluk alıp vermelerine denir. Hücre dışı solunum hayvanlarda kanın temizlenmesini sağlar.

HAYVANLARDA SOLUNUM SİSTEMLERİ
Hayvanlar aleminde yaşayan canlıların çeşitli solunum şekilleri vardır. Solunum yüzeyinin alanı canlıların oksijene duyduğu ihtiyaca göre değişir. Karmaşık yapılı canlıların oksijene dolayısıyla enerjiye daha çok ihtiyacı olduğundan solunum organları geniş bir solunum yüzeyine sahiptir.
Bütün bu solunum şekillerinin hepsinin ortak görevi taşıma sistemindeki sıvı ile solunum yüzeyi arasındaki gaz alış verişini sağlamaktadır.

Posted by Arif

Sinir Sistemi :

Beyin, omurilik ve karmaşık yapılı sinir ağlarından oluşur. Diğer sistemlerin işlevlerini koordine eder.
En küçük birimi nörondur. Özel yapıları olan nöronlar, beyin ile dokular arasındaki bilgi alışverişini sağlar. Bu alışveriş nöronlar aracılığı ile elektro kimyasal dalga nakliyle oluşur. Bu iletişim hızı 150 feet/sn. dir. İnsan vücudunda ortalama 10 milyar nöron vardır, bunların en küçükleri mikroskobik; en büyükleri ise vücudu boydan boya dolaşacak uzantılara sahiptirler.

Sindirim Sistemi :

Mide, ince ve kalın barsaklar, tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesinden ibarettir.
Yiyecekleri hücreler tarafından kullanılır hale getirir. Kimyasal ve bakteriyolojik değişikliklerle yiyecekler aminoasit, su, şeker gibi temel maddelere dönüştürülür. Daha sonra kana geçen bu temel maddeler dolaşım sistemi vasıtasıyla hücrelere ve dokulara taşınır.

Boşaltım Sistemi :

Posted by Arif

Canlılık olayları için gerekli besinleri ve oksijeni hücreler kandan alır. Hücrelerde oluşan atık maddelerden karbondioksidi hücreler kana verir. Karbon dioksit kan yolu ile akciğere gider. Hücrelerde karbon dioksitten başka zararlı maddelerde oluşur. Hücreler bu zararlı maddeleri de kana verir. Bu zararlı maddeler dışarı atılmak üzere kan yolu ile böbreklere gider. Bir hücreli canlılarda, ortamdan oksijenin ve besinlerin alınması ile, karbondioksit ve artıklarının uzaklaştırılması bütün vücut yüzeyiyle yapılır. Bunları gerçekleştirmek için özel bir yapıya gerek yoktur. Sadece, hücre içinde bazı stoplazma hareketleri görülebilir. Çok hücrelilerde ise alınan besinleri ve oksijeni hücrelere ulaştırmak için bir taşıma sistemine ihtiyaç vardır. Hayvanlarda bu işlemleri gerçekleştiren sisteme dolaşım sistemi denir.

Dolaşım Sistemi Organları:
İnsanlarda dolaşım sistemi; kalp, kan, kan damarları, lenf ve lenf damarlarından oluşmuştur.

Kanın Yapısı ve Görevleri:
Kan; plazma ve kan hücreleri olmak üzere iki gurupta incelenir.

Plazma:

Posted by Arif

Canlılar, içinde yaşadıkları ortamdan aldıkları besin, oksijen, karbondioksit ve mineralleri vücutlarında yeni madde yapımı ve enerji üretiminde kullanırlar. Hücrelerde hayatsal faaliyetler sonucu oluşan artık maddelerin de dışarı atılması gerekir. O halde hücrelere gerekli olan maddeleri (besin ve oksijen)getiren ve hücrelerde oluşan artık maddeleri (karbondioksit ve amonyak gibi)boşaltım organlarına taşıyan sisteme dolaşım sistemi denir. Dolaşım sisteminin amacı; hücredeki reaksiyonların devamlılığını sağlamaktır. Tek hücreli canlılar besin maddelerini hücre zarı ile alırlar. Çok hücreli canlılarda ise alınan maddelerin hücrelere ulaştırılması ve hücrelerde oluşan artık maddelerin hücrelerden uzaklaştırılması ancak dolaşım sistemi ile mümkündür.

CANLILARDA TAŞIMA SİSTEMLERİ

1-)Bir Hücrelilerde Dolaşım Sistemi

Bir hücreli canlılarda dolaşım sistemi yoktur. Maddelerin hücre içine alınıp artıkların dışarı verilmesi difüzyon yolu ile olur.

2-)Bitkilerde Dolaşım Sistemi

Posted by Arif

a-Kılcal bölgelerden kan damarlarını terk eden maddelerin tekrar dolaşıma geri dönmesini sağlarlar

b-İnce bağırsaklardan emilen yağ asitleri ve gliserolün dolaşıma katılmasını sağlar

c-Vücudun savunulmasında rol alır

d-Lenfositlerin oluşumu ve olgunlaşması

Posted by Arif

a-Kasıklarda ,koltuk altlarında ve boyun bölgelerinde bulunur

b-lenf damarlarının birleştiği yerlerdir

c-Lenf sıvısı lenf düğümlerinden geçerken kendisi ile taşınan mikroplar

düğümlerdeki akyuvarlar tarafından fagositozla etkisiz hale getirilir

d-Vücudun savunma organları olarak görev yaparlar

e-Enfeksiyonlarda kızararak şişerler

f-Enfeksiyonlu hallerde oluşurlar (Sayısal olarak artarlar)

Posted by Arif

a-Kılcal damarlardan sızan ve geri emilemeyen kan hücreleri , kan proteinleri,

su ve suda çözülmüş besinler,ince bağırsaklardan emilen yağlar bulunur

b-Renksiz bir sıvıdır

c-Yapısında sadece akyuvarlar bulunur

d-Vücuda giren mikropların yayılmasında ve kanserli hücrelerin metastaz

(Yayılması) yapmasında rol oynar

Posted by Arif

a-Lenf kılcallarının birleşmesi sonucu oluşurlar

b-Küçük lenf toplar damarlarının birleşmesi ile oluşan sağda ve solda olmak

üzere iki büyük lenf toplar damarı vardır

c-Doku bölgelerinden toplanan lenf sıvısının dolaşıma katılmasında görev alırlar

d-Sağdan toplanan lenf sıvısı sağ ana lenf toplar damarı ile sağ köprücük altı toplar damarına boşaltılır

e-Soldan toplanan lenf sıvısı ve sindirim sonucu emilen yağlar lenf toplar

damarları ile parke sarnıcına buradanda sol ana lenf toplar damarı ile sol

köprücük altı toplar damarına boşaltılır

f-Lenf damarlarında tek yönde açılan kapakçıklar vardır

g-Lenfin hareketi oldukça yavaştır

h-Lenf toplar damarlarının yapısında bulunan kas dokusu lenf damarlarının

kasılıp gevşemelerini sağlayarak lenfin hareketini kolaylaştırır

ı-Lenf damarlarındaki lenf sıvısının hareketine kılcal bölgede basıncın

artması,çizgili kas hareketi,kan damarlarının hareketi,organların hareketi gibi diğer faktörlerde etkilidir

Posted by Arif

a-Kan damarı kılcalları bölgesinde kapalı uçla başlar

b-Tek sıralı yassı epitelden oluşmuştur

c-Geçirgenlikleri fazladır

d-Kan damarı kılcallarından sızan proteinlerin,amino asitlerin ve sıvının fazlası

ile bu bölgede kan damarlarını terk eden akyuvarların tekrar dolaşıma geri

dönmesini sağlar

e-İnce barsaklardaki lenf kılcalları; sindirim sonucu emilen yağların dolaşıma

katılmasını sağlar

f-Yapısında tek yönde açılan kapakçıklar vardır

Posted by Arif

Bu dolaşımın amacı temizlenen kanı vücuda dağıtıp, kirli kanı kalbin sağ kulakçığına getirmektir.

Sol karıncıktaki temiz kan aort atardamarıyla tüm vücuda gönderilir. Vücuttan toplanan kirli kan toplar damar ile kalbi sağ kulakçığına gelir.

temiz temiz kirli kirli

Sol Karıncık → Aort atardamarı → Vücut → Toplardamar → Sağ kulakçık

Posted by Arif

Kan sıvısında özel görevi olan üç çeşit hücre vardır.

· Alyuvarlar (Eritrositler) : Kırmızı kemik iliğinde üretilirler. Yaşlanmış alyuvarlar karaciğerde parçalanır. Çekirdekleri yoktur. Oksijen ve karbondioksit taşınmasında görevlidir. Yapısında oksijen taşıyan ve kana kırmızı rengini veren hemoglobin (Fe içerir) bulundurur. Kan gruplarının oluşmasını sağlayan özel proteinleri (Antijen) taşır.

· Akyuvarlar (Lökositler) : Sarı kemik iliği, dalak ve lenf bezlerine üretilirler. Vücudu mikroplara karşı korurlar ve antikor üretirler. Hastalık anında sayıları artar. Hareket ederek damar dışına çıkabilirler ve yıpranmış, ölü hücreleri yiyerek temizlerler. Çekirdekleri vardır.

· Kan Pulcukları (Trombosit) : Kanın damar dışına çıkması halinde pıhtılaşmasını sağlarlar. (Fibrinojen proteini ile) Karaciğer tarafından üretilen Heparin maddesi ise kanın damar içinde pıhtılaşmasını engeller. Renksiz olup çekirdek taşımazlar. Çalışması için K vitaminleri gereklidir.

Posted by Arif

Bol miktarda su, organik (glikoz, aminoasit, protein) ve inorganik maddeler ve minerallerden meydana gelmiştir.

Kan proteinleri, hormonlar, antikorlar ve üre kan sıvısında bulunur. Görevi hücrelere besin taşımak ve artıkları dokulardan uzaklaştırmaktır.

Not: CO2 miktarı fazla olan kana kirli kan, O2 miktarı fazla olan kana temiz kan denir.

Kan sıvısındaki hücreler ve proteinlerin elenmesiyle elde edilen sarı renkli sıvı kısma serum denir. Serum içerisinde besinler ve antikorlar bulunur.

Kan

Posted by Arif

Vücudun sıvı olan tek dokusudur. İçeriğinin %90 kadarı su olduğu için akıcıdır. Damarlar içerisindeki madde taşınmasında rol oynar. Kan dokusu 2 kısımdan oluşur.

Posted by Arif

Tek sıralı epitel hücrelerinden oluşmuş olup ince yapılıdır. Atardamarlar ile toplardamarlar arasında bağlantıyı sağlar. Bir atardamarla bir toplardamar arasında yüzlerce kılcal damar bulunabilir. Kılcal damarlar kan sıvısı ile doku hücreleri arasındaki temas yüzeyini artırır. Kan ile hücreler arasındaki madde alışverişini sağlar. Kılcal damarlardan;

- Oksijen ve besin hücrelere geçer.

- Karbondioksit ve atık maddeler de hücrelerden kılcal damarlara geçer.

Posted by Arif

Kanı vücuttan kalbe getiren damardır. Çeperleri atar damarlardan daha incedir. Vücutta, kalp seviyesinin altında kalan toplardamarlarda kanın geri akışını engelleyen kapakçıklar bulunur. Kirli kan taşırlar. (Akciğer toplardamarı hariç)

Not : Karaciğer kapı toplardamarı, bağırsaktan emilen besinleri karaciğere getirir.

Not : Atardamarlarla toplardamarların yapısında damarın çeşidine göre ince yada kalın bir kas tabakası bulunur. Damar kasları, kanın hareketini ve kan basıncını ayarlar.

Posted by Arif

Kanı kalpten vücuda götüren damarlardır. Temiz kan taşır. (Akciğer atardamarı hariç) Temiz kanı kalpten vücuda taşıyan damar aort atardamarıdır. Çeperleri kalın ve esnektir. Tansiyonun en fazla olduğu damardır.

Posted by Arif

Kanın dolaştığı kanallardır. Yapı ve görevine göre 3 çeşit kan damarı bulunur.

Posted by Arif

Kasılıp – gevşeyerek çalışır. Kasılma sırasında ilk önce kulakçıklar kasılıp kanı karıncıklara pompalar, daha sonra ise karıncıklar kasılarak kanı kalpten vücuda pompalar.

* Kulakçıkların kasılması esnasında;

Sağ kulakçık, vücut toplardamarından kirli kanı emer. Sol kulakçık, akciğer toplardamarından temiz kanı emer.

* Karıncıkların kasılması esnasında;

Sağ karıncık akciğer atardamarına kirli kanı pompalar. Sol karıncık aort atardamarına temiz kanı pompalar.

Not : Kulakçıklar kasılırken, karıncıklar gevşer, karıncıklar kasılırken kulakçıklar gevşer. Odacıklar kasılırken kan pompalanır ve gevşerken kan dolar.

Kalbin, atışı esnasında damarlarda oluşturduğu sarsıntıya nabız, atardamarlarda akan kanın oluşturduğu basınca tansiyon denir.

Posted by Arif

Kalbin üzerinde kalın, esnek ve dayanıklı bir zar (Perikard) bulunur. Bu zar ile kalp arasında kaygan bir sıvı vardır. Bu sıvı kalbin daha rahat çalışmasını sağlar. Kalbin duvarları çizgili (kırmızılı) kaslardan yapılmıştır. Kalp kası ritmik ve hızlı kasılır. Kalbin çalışması esnasında üst bölgesi olan kulakçıklar emici, alt bölgesi olan karıncıklar pompalayıcı bir kuvvet oluşturur.

İnsanlarda kalp iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört gözlüdür. Kalbin sol bölümünde temiz kan, sağ bölümünde ise kirli kan bulunur.

Kalp kaslarının beslenmesini koroner damarlar sağlar. Dört odacıklı olan kalbin üstteki 2 odacığına kulakçık denir. Kulakçıklar toplardamarlarla bağlantılıdır. Alttaki iki odacığına da karıncık denir. Karıncıklar atardamarlar ile bağlantılıdır. Kalpte kulakçıklar ile karıncıklar arasında tek yönlü açılan kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar karıncıkların kasılması sırasında kanın geriye dönmesini önler.

Posted by Arif

Göğüs kafesi içerisinde ve 2 akciğer arasındaki boşlukta bulunur. Etrafını çeviren kemik kafes kalbi, çalışması esnasında korur. Yaklaşık yumruk büyüklüğünde olan bir kalp bir pompa gibi çalışarak kan sıvısının damarlar içerisinde hareketini sağlar.


Son yorumlar