warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

göz sağlığı

Posted by asya

Göz Tembelliği Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Göz tembelliği erken çocukluk çağında ortaya çıkan ve bir gözün yeterince görememesi şeklinde tanımlanabilecek bir durumdur. Göz tembelliğine her 100 kişiden 3’ünde rastlanmaktadır. Göz tembelliği ancak küçük yaşlarda tespit edilebilirse tedavi edilebileceğinden ebeveynlerin bu konuda son derece hassasiyet göstererek erken yaşlarda çocuklarının göz muayenesi olmalarını sağlamaları gerekmektedir.

Normal Görme Nasıl Gelişir?

Bebekler doğduklarında ancak belirli oranlarda görebilmektedirler. Gözlerini kullandıkça görme potansiyelleri artmaktadır. İlk 9 yaş içinde görme sistemi tam olarak gelişmekte ve daha sonra belirgin bir değişiklik olmamaktadır. Eğer bir göz tüm düzeltmelere rağmen tam kapasiteli göremiyorsa bu durum kişinin hayatında olumsuz bazı etkilere yol açar. Mesela bazı mesleklerde (askerlik, pilotluk gibi) göz tembelliği olanlar yer alamazlar.

Göz Muayenesi Ne Zaman Yapılmalıdır?

Posted by asya

Hiperemi (Kanlanma) :

Çeşitli göz hastalıklarında ortaya çıkabilen konjonktival hiperemi, klinik olarak yüzeyel ve derin hiperemi olmak üzere iki tipte gelişebilir.

Yüzeyel hiperemi, konjonktivanın göz kapaklarından gelen yüzeyel damarlarının dilatasyonudur. Daha çok konjonktiva hastalıklarında ortaya çıkan bu tip hipereminin özellikleri, açık renkli olması, konjonktiva ile birlikte dilate damaarların hareket etmesi ve bası ile solmasıdır. Hipereminin şiddeti fornikslerden limbusa doğru gittikçe azalır.

Derin hiperemi ise, konjonktivanın derinden gelen ön silier damarlarının dilatasyonudur. Daha çok kornea, uvea, sklera hastalıkları ve akut glokom krizinde ortaya çıkan bu tip hiperemi koyu kırmızı renklidir, damarlar konjonktiva ile birlikte hareket etmez ve hiperemi basmakla solmaz. Şiddeti limbustan fornikslere doğru azalır.

Bazı hastalıklarda iki tip hiperemi bir arada bulunabilir.

Hemoraji (Kanama) :

Posted by asya

: : : YAKINI GÖREMEME

Gözlerimiz kırklı yaşlara kadar hem uzağı hem de yakını net bir şekilde görebilme yeteneğine sahiptir. Fakat bu yaşlardan sonra yakını görme özelliği gittikçe bozulur. Bu nedenle bu dönemden sonra yakını görmek için gözlük kullanmak gerekir.

Miyopisi olan hastalarda yakını görme sorunu daha geç yaşlarda başlayabilir. Bazı katarakt tiplerinde yakını görme bozukluğu olan hastalarda geçici düzelmeler olabilir.

Tedavide yaygın olarak gözlük kullanılmaktadır. Gözlük dışında bazı cerrahi yöntemler uygulanmaktaysa da henüz çok başarılı olmayıp yaygınlaşamamışlardır. Lazer tedavileri içinde aynı şeyler geçerlidir. Kontakt lensler tedavi de kullanılabilecek diğer bir alternatiftir.

Yakını görememe bir hastalık olmayıp her sağlıklı insanı, ileri yaşlarda etkileyen doğal bir süreçtir olarak düşünülebilir.

: : : GÖZ AĞRILARI

Göz ağrıları sık karşılaşılan şikayetlerden birisidir. Göz hastalıkları dışında sinüzit, stres, yüksek tansiyon, migren gibi hastalıklar gözü etkileyen ağrılara yol açabilir.

Sebepleri :

Posted by asya

Glokom, göz içi basıncından görme sinirinin zarar görmesi ile karakterize bir hastalıktır. Görme sinirini oluşturan liflerin, basıncın etkisi ile yavaş yavaş harap olmasına bağlı olarak görme alanı daralmaya başlar. Zamanında teşhis ve tedavi yapılmadığı taktirde, sinir liflerindeki hasarın geri dönüşsüz olması nedeniyle, görme alanının ileri derecede kaybı ve hatta körlük kaçınılmazdır. Glokom önemli bir halk sağlığı sorunu olup, gelişmiş ülkelerde, körlüğün ikinci en sık görülen nedenidir. 35 yaş üzerindeki her 50 bireyden yaklaşık olarak birinde glokom mevcuttur.

İleri yaş glokomu ağrısızdır, sinsidir !

Posted by asya

Göz küresinin dış kısmı birkaç bölümden meydana gelmiştir. Sklera göz küresinin çoğunu kaplayan sert doku tabakasıdır. Gözün akı olarak söz edilen kısım sklera ise episklera ile kaplıdır. Bu doku sklera ile dış zar (konjonktiva) arasında bulunan şeffaf dokudur. Bazen sklera veya episklera iltihaplanabilir.

BELİRTİLERİ:

-Bir veya her iki gözde ağrı

-Gözde parça halinde kızarıklık

-Bulanık görme

Episkleranın iltihabı en büyük sıklıkla genç yetişkinlerde ortaya çıkan hafif ve lokalize bir enfeksiyondur. Sklera iltihabı daha az görülen ve daha ciddi bir rahatsızlıktır. Sıklıkla belirli otoimmün rahatsızlıklarla (romatoid artrit gibi) veya iltihaplı bağırsak hastalığıyla bağlantılı düşünülür. Sklerit en fazla 30 ile 60 yaş arasındakilerde görülür.

TEŞHİS

Posted by asya

Orbita adını verdiğimiz göz çukuru kafa­tası iskeletinde kemikten yapılmış konik bir boşluk şeklindedir ve içinde yağ doku­su ile çevrili damarlar, sinirler ve göz kü­resi bulunur. Gözün ileri doğru çıkmış gibi göründüğü yalancı ekzoftalmi miyop göz­ler için söz konusu olabilir. Gerçek ekzoftalmide ise göz küresi göz kapaklarının dışına taşmaktadır. Ekzoftalmiye neden olan hastalıkların ba­şında Basedovv hastalığı gelir. Tiroid hor­monunun fazla çalışması sonucu meydana gelen bu hastalıkta ekzoftalmi en karak­teristik belirtidir. Ayrıca orbitanın iltihabı hastalıklarında ve tümörlerinde de ekzof­talmi oluşabilir. Tedavi nedene göre yapılır.

Posted by asya

Şeker Hastalığının (Diabet) Göze Etkileri Nelerdir?

Diabetes Mellitus vücudun şekeri kullanma ve depolama yeteneğinin bozulduğu bir durumdur. Artmış kan şeker düzeyi, aşırı susama , acıkma, idrara fazla çıkma, vücuttaki kan damarlarındaki değişikliklerle karakterize bir hastalıktır. Diabet göze katarakt, glokomun yanında retinadaki kan damarlarının hasar görmesiyle de zarar vermektedir.

Diabetik retinopati nedir?

Gözün ışığı algılanmasını sağlayan retina isimli sinir tabakasının kan damarlarındaki değişikliklerle karakterize bir hastalıktır. Hasarlanmış kan damarları sıvı ve kan sızmasına neden olarak sert fırçamsı dallar ve sert skar dokuları oluşmasına, bunlarda retinanın beyine bozulmuş şekiller göndermesine neden olur.

Hastanın diabetik retinopati geliştirme riski zamanla artmaktadır. 15 yıllık diabeti olan birinde retinopati gelişme riski %80 oranında bulunmaktadır. Çocuklarda oluşan diabette retinopati daha küçük yaşlarda başlar. Tedavi edilmeyen diabet hastaları normal bir insana göre 25 kat daha fazla körlük riski bulunmaktadır.

Nedeni ve belirtileri nelerdir?

Posted by asya

Nazolakrimal kanal tıkanıklığı sonucu gözyaşı kesesinde gelişen inflamasyondur. Konjenital yada akkiz olabilir.

Tanı:

1. Anatomik tıkanıklığın yerini ve türünü saptamak için sistemin içine radyoopak madde verilerek direkt orbita grafisi çekilir (Dakriosistografi).

2. Lavaj, sonda

3. Lakrimal sistem endoskopisi
Konjenital Dakriosistit (Dakriostenoz):

Yeni doğanlarda %2-6 oranında görülür. Nazolakrimal kanalın alt ucundaki membranın (Hasner valvülü) doğumda henuz diferansiyasyonunu tamamlayarak açılmadığı durumlarda ortaya çıkar.

Doğumdan 2-3 hafta sonra bir yada iki gözde sulanma, çapaklanmaya yol açar.

Membranın diferansiyasyonunu tamamlaması sonucu ilk 6 ay içinde spontan olarak açılma şansı %80-90’dır. Bu nedenle 6-8. aya kadar kadar müdahele edilmez, sadece masaj ve enfeksiyon varsa topikal antibiotik önerilir. İlk 8 ay içinde spontan olarak açılmazsa sonda ile nazolakrimal kanalın alt meatusa açılan ağzındaki kanal perfore edilir. 2,5-3 yaşın üzerindeki olgulara sonda başarısı azaldığından uygulanmaz. 5-6 yaşlarında cerrahi yöntemler ile yeni bir drenaj yolu açılır (Dakriosistorinostomi ameliyatı).

Posted by asya

Erişkinlerde görülen göz hastalıklarının bir çoğu daha az sıklıkla olmak üzere bebeklerde ve çocuklarda da görülebilir.

ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN GÖZ RAHATSIZLIKLARI:

Görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, göz tembelliği, doğuştan katarakt, doğuştan göz tansiyonu (glokom), doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğuştan anomaliler, bazı göz tümörleri olarak sıralanabilir.

BEBEK NE ZAMAN GÖZ DOKTORUNA GÖTÜRÜLMELİDİR?

Anne-baba, bebekte veya çocukta herhangi bir göz rahatsızlığından şüpheleniyorsa hemen bir göz doktoruna başvurmalıdır. Göz muayenesi için bebeğin belirli bir aya veya yaşa gelmesi beklenmemelidir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda göz muayenesi genellikle çok güç olmaktadır, fakat imkansız değildir. Eğer bebek çok ağlar ve muayene olmaya kesinlikle karşı koyarsa narkozla muayene edilmelidir. Böylece herhangi bir rahatsızlık varsa erkenden teşhis edilip tedaviye başlanır.

BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA GÖRME BOZUKLUKLARI BELİRTİLERİ:

Posted by asya

Blefarit, göz kapağının kenarında, kirpiklerin dışa doğru uzadığı ve arkasında da yağ bezlerinin olduğu bölümde görülen bir hastalıktır.

Bu, çok yaygın bir sorundur ve genellikle; cildi yağlı olan, kepek sorunu ya da gözleri kuru olan kişilerde görülür.

Bu duruma tahriş, ya da enfeksiyon neden olabilir. Blefarit çoğu zaman, tedavi edilmesi güç olan, kronik bir rahatsızlıktır. Bu şikayet, görme yetisinde kalıcı bir tahribata neden olmaz ancak yine de rahatsızlık vericidir ve önemsenmesi gerekir.

Belirtileri nelerdir?

En sık rastlanan blefarit türünde; göz kapaklarında kızarıklık ve şişlik; kirpik diplerinde ise kabuklanma görülür. Bu kabuklar kalınlaştıkça çapak oluşur ve sabahları gözkapaklarının birbirine yapışmasına neden olur. Eğer tedavi edilmezse bu durum daha da kötüye gider ve gözün diğer bölümlerine de yayılarak daha ciddi bir durumun ortaya çıkmasına neden olur. Bakteri gözkapağını enfekte edebilir ve küçük kabuklu yaralar oluşabilir, bu da kirpiklerin dökülmesine neden olur.

Blefaritin tedavisi

Posted by asya

Sık karşılaşılan bir sorundur. Nadiren cerrahi girişimler gerektirmekle birlikte, genellikle antibiyotik uygulamasıyla ve öteki basit yöntemlerle iyileştirilebilmektedir. Arpacık, etkilediği gözkapağı bezlerine göre ikiye ayrılır. Gözkapağının dışında kirpiklere bağlı yağ bezleri vardır. Bunlar, gözün yüzeyini koruyan yağı (sebum) salgılarlar. Bazen salgı bezi kanalı tıkanır ve içerde kalan bakteriler "dış" arpacığa neden olurlar.

Gözkapağının içinde ise, "meibom bezleri" denen bir dizi bez daha vardır. Bunlar da yağ bezleridir, ancak kirpiklerle bağlantılı değillerdir, gözkapağının arka yüzüne açılırlar. Burada oluşan bir tıkanıklık ve enfeksiyon da "iç" arpacığa neden olur.

Arpacık daha çok, derileri kuru ve egzamaya eğilimlilerde görülür. Kepek ve pullanma bu koşullarda ortaya çıkar ve arpacık bunların etkisiyle oluşur. Diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi, genel olarak beden sağlığının bozuk olması ve direnç düşüklüğü de arpacığın sık görülmesine neden olur.

Posted by asya

Birçok bilinen ve sık rastlanan göz yaralanması ve rahatsızlığı vardır. Aşağıdakiler sizin karşılaşma ihtimalinizin en kuvvetli olduğu rahatsızlıklardır ve her biri için uygun acil müdahale tarif edilmiştir.

Kornea Sıyrıkları (Çizilmeleri): Kornea, gözünüzün merkezinde ışığı gözünüzün ön tarafından arkadaki retinaya doğru kırma fonksiyonunu gerçekleştiren saydam tabakadır. Retinada görüntülü imajlar beyninize iletilir. Kornea kolayca zedelenir: Bir kum tanesi veya hatta gerektiğinden uzun süre takılan bir kontak lens korneanın hassas dokularını yırtabilir. Bu yaralanma bazan açık havada veya solaryumda uzun süre parlak ışığa maruz kalmaktan doğabilir.

Yaralanma anında derhal başlayan acı ve arkadan gelen devamlı ağrı ve kızarıklık kornea sıyrılmasının ana semptomlarıdır (seyrek durumlarda ağrının saatlerce sonra başlayabilmesine rağmen).

Eğer gözdeki acı herhangi bir yabancı cismi çıkartmak için gözü temizledikten sonra devam ediyorsa: Gözünüzü kapatın ve yumuşak bir gazlı bez veya bir göz bandı ile örtün. Yabancı cismin çıkartıldığından ve ameliyat veya başka bir tedavi gerektiren ciddi bir yaralanma olmadığından emin olmak için derhal tıbbi bakım sağlayınız.

Bilgisayarlar bazı noktalara dikkat edilmediğinde göz sağlığına büyük zarar verebiliyor.Ofiste, kapalı ortamlarda ve en önemlisi bilgisayar başındayken göz sağlığını tehdit edebilecek pek çok etken bir araya gelir ve bu etkenler kalıcı rahatsızlıklara neden olabilir.İş ortamında göz sağlığımızı olumsuz etkileyen unsurlar bir araya gelmekte ve farkında olalım ya da olmayalım yavaş yavaş gözümüzde problemler belirmeye başlamaktadır.

Kullanımı ve yaygınlığı hızla artan bilgisayarlar ve çeşitli iş kollarındaki monitör ekranları nedeniyle pek çok kişi; göz yorgunluğu, gözlerde ve göz çevrelerinde ağrı, yanma, batma, kuruluk hissi, kaşıntı, kızarıklık, sulanma gibi şikâyetlerde bulunuyor. Bazen de; bulanık görme, odaklama zorluğu, gözleri kısarak bakma, ışığa karşı duyarlılık, bakılan karakter etrafında ışık saçılmaları görme, göz kapaklarında iltihap, kepeklenme, baş ağrısı gibi problemler ortaya çıkabilir.

İŞ YERİNDE GÖZ SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN UNSURLAR NEDİR?

* Uzun sürelerle ve göz kırpmadan bilgisayara bakma, okuma
* Klima ve ısının yüksek tutulması ile nemin azalması

Posted by Arif

Göz Tansiyonu nedir ?

Kısaca Göz içi basıncının ( GİB ) yüksek olmasına bağlı olarak, atardamar kanının gözün retina ( ağtabaka ) hücrelerini besleyememesi ve bunun sonucunda bu hücrelerin giderek ölmesi durumudur !

Kaç tip Göz Tansiyonu vardır ?

Kısaca :

1 - Açık Açılı Glokom

2 - Açı kapanması Glokomu

3 - Sekonder ( İkincil ) Glokom

4 - Konjenital ( Doğuştan ) Glokom ' dan bahsedebiliriz.

1- Açık Açılı Glokom

Göz Tansiyonunun % 90 ' ı Açık Açılı Glokom' ( AAG )dur ve

AAG çok sinsi bir hastalıktır ! yani :

- AAG' li bir göz dışardan tamamiyle normal görünür !

- AAG' li bir gözün anlaşılabilmesi için mutlaka Göz Tansiyonu' nun ölçülmesi gerekir !

- Bu nedenle hiç bir göz şikayeti olmayan 35 yaş üstündeki herkesin senede bir kez Göz tansiyonunu ölçtürmesi gerekir ! Çünkü ilerde kaybolan görme geri gelmez, Göz Doktorunuz ancak kalan görmenizi korumanıza yardımcı olabilir !

Kimler Risk Altında ?

- 45 yaşın üstünde olup düzenli olarak doktora gitmeyenler

- Stres altındakiler


Son yorumlar