warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Mucitler hakkında bilgi

Ünlü mucitler ve icatları hakkında bilgiye ulaşabileceğiniz kategoridesiniz...
Posted by Arif

Roma' da doğdu. Hem denel hem de kuramsal fiziğe temel katkılarda bulunmuş çok yönlü bir İtalyan fizikçi. Yükseköğrenimini Pisa' da tamamladı. 26 yaşındayken Roma Üniversitesi'nde profesör oldu.

Nötronlar,1932'de Chadwick tarafından gözlenmişti. Fermi, nötronları çekirdekler üzerine yollayan deneyler yaptı. 1938 yılında nötronları kullandığı deneysel çalışmaları için Nobel Ödülünü aldı. Çok iyi bir hafızaya sahipti. Dante’nin İlahi Komedya’sını ve Aristo’nun bir çok eserini ezbere bilirdi. Çok karışık problemleri çözmedeki büyük becerisi nedeniyle kendisine kahin gözüyle bakanlar bile vardı. Kendisi, aynı zamanda,deneysel fizik ve fizik eğitiminde de büyük beceriye sahipti. Amerika'ya ilk geldiği günlerde satın aldığı otomobili yolda bozulmuş,büyük üzüntüye düşmüş,en yakın benzin istasyonunda arabasını tamir etmiş istasyon sahibinden iş önerisi almıştır.

Posted by Arif

Empedokles Sicilya Adasının güney kıyılarında bulunan Akragas (ya da Agrigentum) şehrinden. Ailesinin şehrin siyasi hayatında pek sözü geçermiş; kendisi de bir aralık başta bulunmuş, krallık bile önerilmiş kendisine, ama kabul etmemiş, demokrasiyi öğütlemiş. Fizikçi, hekim, hatip, mucizeler gösteren ve arındıran rahip olarak Güney İtalya kentlerinde dolaşmış.Ölümü de efsaneleştirilmiştir: Kendisini Etna Yanardağına atmış olduğu söylenir – belki de onu Tanrılaştırmak için yapılan çabalardan biri bu – siyasi sürgün olarak Peloponnes’te ölmüş olması ihtimali daha büyük. “Peri physeos” (Doğa üzerine) ve “ Katharmoi” (Arınmalar) adlı iki eseri vardır.

Posted by Arif

Ebu'l Kasım Halef İbn el-Abbas el-Zehravi (batıda Albucasis olarak bilinir) MS. 936'da Kutuba (Cordoba)'nın yakınlarındaki Zehra'da doğmuştur. İslam çağının en tanınmış cerrahlarından biri olmuştur ve İspaya Kralı El-Hakem'e hekimlik yapmıştır. Zengin anlamlı özgün katkıları ile dolu uzun bir tıbbi kariyerden sonra, 1013'te öldü.

Tıp bilimini farklı yönlerini kapsayan otuz ciltten oluşan El-Tasrif isimli onun ünlü Tıbbi Ansiklopedisi için olduğu gibi cerrahideki ilk ve özgün büyük buluşları sebebiyle de iyi tanınmaktadır. Bu serinin daha önemli bölümü, dağlama, mesaneden taş atılması, hayvanların incelenmesi, ebelik, kan durdurucu maddeler ve göz, kulak ve boğaz cerrahisi dahil onun tarafından gerçekleştirilen operasyonları esas alarak cerrahi tedavilerin çeşitli yönlerini tanımlayan, cerrahi üzerine üç kitaptan oluşmaktadır. Ölü ceninin atılması ve ampütasyon dahil, birkaç hassas operasyonu mükemmelleştirmiştir.

Posted by Arif

Ebubekir Muhammed İbn Zekeriya el-Razi İran'da , Rey'de doğmuştur. İlk olarak, müzikle ilgilenmiş fakat daha sonra tıp ve diğer konuları eski Yunan, Fars ve Hint sistemlerinde iyi bir üstat olan Huneyn İbn İshak'tan tıp da öğrendi. Ünlü Muktadari Hastanesi'nde edindiği pratik deneyimi onun tıp matematik, astronomi, kimya ve felsefe öğrendi. Ali İbn Rabban himayesinde mesleğini seçmesinde yardımcı oldu. Erken bir yaşta, tıp ve kimyada bir uzman olarak yüksek bir mevki kazandı, öyle ki hastalar ve öğrenciler Asya'nın uzak bölümlerinden insanlar ona geliyorlardı.

Posted by Arif

Ebu'l Hasan Ali İbn Muhammed İbn Habib el-Maverdi MS. 972'de Basra'da doğdu. Temel eğitimini tamamladıktan sonra, ilk olarak hukukçu Ebu'l-Vahit el-Simari'den Fıkıh (İslam kamu hukuku) öğrendiği Basra'da öğrenim gördü. Sonra Şeyh Abdülhamid ve Abdullah el-Baki himayesinde ileri çalışmaları için Bağdat'a gitti. Kamu hukuk, ahlak, siyaset bilim ve edebiyat alanındaki uzmanlığı ona saygın bir kariyer sağlamada çok yararlı oldu. Kadı (Hakim) olarak ilk tayin edilmesinden sonra, giderek daha yüksek memuriyetlere terfi ettirildi ve sonunda Bağdat'ta Baş kadılığa terfi etti. Abbasi Halifesi El-Kaim bi Emrullah onu gezici büyükelçisi olarak atadı ve özel görevlerin başkanı olarak bir çok ülkeye gönderdi. Bu sıfatla, Abbasi Halifeliğinin çöküşü ve Büveyiler ve Selçukluların artan güçleri arasında uyumlu ilişkiler tesis etmede bir anahtar rol oynadı. Zamanın bir çok Sultanından zengin hediyeler ve övgüler aldı. Büveyhiler tarafından ele geçirildiğinde halen Bağdat'taydı.

El-Maverdi MS. 1058'de öldü.

Posted by Arif

Ebu Yusuf Yakup İshak El-Kindi İS. 800 civarında Kufe'de doğdu. Babası Harun el-Reşit'in bir memuru idi. El-Kindi; el-Memun, el-Mutasım ve el-Mütevekkil'in bir çağdaşı idi ve büyük ölçüde Bağdat'ta yetişti. Mütevekkil tarafından resmi olarak bir hattat olarak görevlendirildi. Onun felsefi görüşlerinden dolayı, Mütevekkil ona sinirlendi ve bütün kitaplarına el koydu. Ancak, bunlar sonradan iade edildi. El-Mutamid'in hükümdarlığı esnasında 873'te öldü.

El-Kindi, bir filozof, matematikçi, fizikçi, astronom, hekim, coğrafyacı ve hatta müzikte bir uzman idi. Onun bu alanların tamamına özgün katkılar yapmış olması şaşırtıcıdır. Eserlerinden dolayı, Arapların Filozofu olarak bilinir.

Matematikte, sayı sistemi üzerine dört kitap yazmıştır ve modern aritmetiğin büyük bir bölümünün kuruluşunu hazırlamıştır. Arap sayılar sisteminin büyük ölçüde el-Harizmi tarafından geliştirilmiş olduğundan şüphe yoktur, ancak El-Kindi de bu konu üzerine zengin katkılarda bulunmuştur. Aynı zamanda, astronomi ile ilgili çalışmalarında yardım etmesi için küresel geometriye de katkıda bulunmuştur.

Posted by Arif

Doğumu : 900 civarı, Horasan (Doğu İran)
Ölümü : 971 civarı, muhtemelen Rey

Asıl adından çok Ebu Cafer adıyla ünlenmiştir. Biruni,bunun adına bir de Muhammed b.al-Husayn da ekler.Ebu Cafer El-Hazin hem astronomi hem de sayı teorisi üzerine çalışmış olabilir ya da aynı dönem civarında biri astronomi üzerine biri de sayı teorisi üzerine çalışan iki ayrı matematikçi vardı. Bu makale için El-Hazin'in her iki konu üzerinde de çalışmış olduğunu farz edeceğiz. Hangi durumun doğru olduğunu söylemek imkansız gibi görünmektedir.

El-Hazin'in ailesi, güneybatı Arabistan'da bir krallık olan, Seba'dan gelmekteydi. Belki de Kral Süleyman ve Şeba Kraliçesinin Mukaddes kitaptaki hikayesinden Şeba olarak daha iyi bilinir. İslam kültürünün bir onuncu yüzyıl tetkiki olan, Fihrist , Fihrist'te, Doğu İran'daki Horasan'dan gelen anlamına gelen el-Horasani olarak tanımlanır.

Posted by Arif

Ebu Abdullah Muhammed İbn Musa el-Harizmi, Aral denizinin güneyindeki Harezm (Hive)'de doğmuştur. Ailesinin Bağdat'ın güneyinde bir yere göç ettikleri gerçeği dışında, yaşamının ilk devreleri hakkında çok az şey bilinmektedir. Doğumu ve ölümünün kesin tarihleri de bilinmemektedir, fakat 813-833 arasında el-Memun hakimiyeti altında geliştiği ve büyük olasılıkla MS. 840 civarında öldüğü belirlenmiştir.

Posted by Arif

Gazalî, bugün bir kısmı İran toprakları içinde kalan Horasan'ın Tûs şehrinde hicri 45 tarihinde (M. 1058) doğmuş, yine Tûs'un yakınlarındaki Tabira kasabasında 505'de 55 yaşında vefat etmiştir.

Ömrünün ilk seneleri ilim tahsiliyle geçmiş, orta yaşlarında ilmin zirvesine çıkmış, itibar ve hürmetin en muhteşemini görmüş, sonraki senelerinde ise büyük bir fikri inkılâb geçirerek iç âlemine dönmüş, ihlâs ve tasavvuf mertebelerinde mesafe katetmiş, on bir seneyi bulan bir inzivaya girmiş. Bundan sonra eski Gazali'yi bırakıp yeni Gazali olarak meydana çıkmıştır. Son nefesine kadar da bu yeni Gazali'nin tamamen âhirete müteveccih niyet ve ihlâsı içinde devam etmiştir.

Gazali'nin tahsile başlangıç tarihleri ibretlidir. Bilgisi az, ama ihlâsı çok olan fakir babası, son günlerini yaşarken vefalı bir dost âlime vasiyette bulunmuş:

"Bu iki çocuğum Ahmed ile Muhammed'i sana vasiyet ediyorum. Bunların okumalarını te'min edip, ilim erbabı olmalarına sen yardımcı ol."

Posted by Arif

Ebu'l-Abbas Ahmed ibn Muhammed ibn Kahir el-Fergani, Fergana, Transoksanya (Özbekistan)'da doğmuş, el-Memun ve ardıllarının hizmetindeki en seçkin astronomlardan biridir. 12'nci yüzyılda Latince'ye çevrilmiş ve Regiomontanus'tan önce Avrupa astronomisi üzerinde büyük bir etki bırakmış olan "Astronominin Elementleri"ni (Kitab fi al-Harakat al-Samawiya wa Jawami Ilm al-Nujum, yani, Göksel Hareket ve Yıldızlar Bilimi Üzerine Kitap) yazdı. Batlamyos'un teorisini ve devinim değerini kabul etmiş, fakat sadece yıldızları değil gezegenleri de etkilediğini düşünmüştür. Yer'in çapının 6,500 mil olduğunu belirlemiş ve en uzak mesafeleri bulmuş ve aynı zamanda gezegenlerin çaplarını da bulmuştur.

El-Fergani'nin faaliyetleri mühendisliğe kadar uzanmaktadır. İbn Tugri Birdi'ye göre, el-Fustat'taki (eski Kahire) Büyük Nilometre'nin* yapımını denetlemiştir. İnşaatı emreden el-Mütevekkil'in öldüğü yıl olan 861'de tamamlanmıştır. Fakat İbn Abi Usaybi'a tarafından anlatılan aşağıdaki hikayeden çıkarıldığı gibi, mühendislik el-Fergani'nin asıl uzmanlık alanı değildi.

Posted by Arif

Ebu Nasır Muhammed İbn el-Farah el-Farabi, (İS. 870)'de Türkistan'da Farab yakınında küçük bir köy olan Vasic'te doğdu. Ebeveynleri aslen İranlı soyundandır, fakat ataları Türkistan'a göç etmişlerdir. Avrupa'da 'Alpharabius' olarak bilinen Farabi, bir generalin oğlu idi. İlk öğrenimini Farab ve Buhara'da tamamladı, fakat daha sonra, yüksek öğrenim için uzun bir süre yani 901- 942 arasında okuduğu ve çalıştığı Bağdat'a gitti. Bu süre boyunca, ilim ve teknolojinin bir çok dalında olduğu gibi bir kaç dil üzerinde de ustalık kazandı. Altı Abbasi Halifesi'nin hükümdarlığı boyunca yaşadı. Bir filozof ve bilim adamı olarak, çeşitli ilim dallarında büyük ustalık kazandı ve farklı dillerde bir uzman olarak aktarıldı.

Posted by Arif

Ebu'l Vefa Muhammed İbn Muhammed İbn Yahya İbn İsmail el-Büzcani MS. 940'ta Büzcan Nişapur'da doğmuştur. Bağdat'ta büyük bir matematikçi ve astronom olarak gelişti ve MS. 997/998'de öldü. Matematiği Bağdat'ta öğrendi. MS. 959'da Irak'a göç etti ve ölünceye dek orada yaşadı.

Ebu'l Vefa'nın asıl katkısı matematiğin birkaç dalında, özellikle geometri ve trigonometride yatmaktadır. Geometride, katkıları; pergelin açılmasıyla geometrik problemlerin çözümünü; diğer karelere eşit bir karenin çizimini; düzgün çok yüzlüleri; bir kenarı aynı daire içine çizilmiş eşkenar üçgenin kenarının yarısı olan hektagonun çizimini; noktalarla parabolün çizimleri ve denklemlerin geometrik çözümünü içermektedir:

x4 = a ve x4 + ax3 = b

Trigonometrinin gelişimine Ebu'l Vefa'nın katkısı oldukça kapsamlıdır. Küresel üçgenlere ilişkin olarak sinüs teoreminin genelleştirilmesini gösteren ilk kişidir. Sekizinci ondalık kesre kadar doğru olarak sin 30'yi ve sinüs tablolarının çiziminin yeni bir yöntemini geliştirmiştir. Aynı zamanda, sin (a + b) ve formülü için ilişkileri de geliştirmiştir:

Posted by Arif

Ebu’r-Reyhan Muhammed b. El-Bîrûnî, milâdi 973 yılında Hârizm’in bir ke­nar mahallesinde doğdu. “Tahdîdü nihâyât’il-emâkin” isimli eserinin mukaddi­mesinden kendisinin Türk olduğu anlaşıl­maktadır. Çünkü orada şöyle bir ifade kul­lanmıştır: “Ben ne Arabım, ne de Acem. Arab ve Acem dillerini ana dilimden son­ra öğrendim. İlim dili olan Arabca yerine benim ana dilim ile ilim tesbit edilmiş olsa idi, oluk üzerine çıkmış deveye veya tarla sürmek için çifte koşulmuş zürafâya şaşıldığı gibi şaşılır ve hayret edilirdi.” Çok zengin bir dil olduğundan, zaten Arabça, o devirde edebî ve ilmî dil olarak kullanı­lıyordu. Ayrıca gençliğinde hatta çocuk­luğunda Türkçe bilmekte olan Bîrûnînin eserlerinde Türkçe kelimelere rastlanmakta­dır.

Posted by Arif

Ebu Abdullah Muhammed İbn Cabir İbn Sinan el-Battani el-Harrani İS 858 civarında Harran'da doğmuştur( Bir söylentiye göre de Harran'ın bir eyaleti olan Battan'da doğmuştur). Battani ilk olarak o da ünlü bir bilim adamı olan babası Cabir İbn Sinan el-Battani tarafından eğitilmiştir. Daha sonra ileri düzeyde eğitimini aldığı ve bir alim olarak geliştiği, Fırat Nehri kıyısındaki olan Rakka'ya gitti. 9. yy'ın başlangıcında, İS 929'da yaşamının sonuna dek çalıştığı Samarra'ya göç etti. Sabyan kökenlidir; fakat kendisi bir Müslümandır.

Posted by Arif

Şimdi bir başka dahiyi size tanıtmak istiyorum. Bu adamın ilginçliği, teknik bilgisini siyasal amaçlar için savunmasıdır.

Fermi’den yedi yaş küçük, Macaristan doğumlu Teller, “lazer ışınları gibi delici yeşil gözlere, heyecanlanınca hareket eden kalın, fırçamsı kaşlara sahipti,sağlam kanıları ve onlara karşı çıkıldığı zaman çabuk atan tapası vardı. Fermi onun için “Bu genç adam düş gücüne sahip “ derdi. “Yaratıcılığının bütün üstünlüğünü elde etmek için, uzun bir yol aşacak.”.

Fermi, haklıydı. Teller, kendini Atom bombası projesine öylesine adadı ki bu onun ev yaşamına, küçük oğlu Paul’e ayrıdığı zamana bile bulaştı. Paul’e abece öğretirken şunu yazabiliyordu:

A atomu temsil eder;küçüktür

Hiçbiri hiç görülmedi şimdiye kadar.

B bombayı temsil eder;bombalar çok büyüktür.

Onunçün,kardeş, çok hızlı olmaz tetiği çekmek.

Posted by Arif

Edward Drinker Cope, 1840 yılında doğdu. 1864-1867 yılları arasında karşılaştırmalı zooloji ve botanik profesörü olarak görev yaptıktan sonra meslek yaşamının 22 yılını keşif ve araştırmaya ayırdı. Özellikle soyu tükenmiş balık, sürüngen ve memelileri saptayıp tanımlamak amacı ile ABD’nin batı bölgelerini dolaştı. Atın ve diğer memelilerin dişlerindeki evrim süreçlerini inceledi. Zengin bir işadamının oğlu olduğu için oldukça rahat bir yaşam sürüyordu. Macerayı seven bir karakteri vardı.

Biraz da vurdum-duymaz olduğu söyleniyordu. 1876 yılında Custer komutasındaki birlikler Montana’daki Little Bighorn Irmağı’nda yerliler tarafından öldürülürken, o, fosil arıyordu. Yerlilere ait topraklarda dolaşmanın tehlikeli olduğu yolundaki uyarıları ciddiye almıyordu.

Kinetogenez kuramı olarak adlandırılan görüşleri ile, hayvanların doğal hareketlerinin, hareket organlarındaki değişiklik ve gelişmeleri etkilediğini savundu.

Posted by Arif

Otomatik âletleri ilk defâ yapan Müslüman Türk âlimi. İsmi, Ebû’l İz İbni İsmail İbni Rezzaz El Cezerî’dir. Dicle ile Fırat arasında bulunan Cezîre (Cizre) bölgesinde doğduğu için Cezerî diye meşhûr oldu. Doğum ve vefât târihleri kesin bilinmemekle berâber 1136 (H. 531)-1206 (H. 603) seneleri arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Artuklu Türklerindendir.

Posted by Arif

Ebu'l Hasan Ali İbn Hüseyin İbn Ali El-Mesudi, Hz. Muhammed (SAS)'in sahabesinden, Abdullah İbn Mesud'un bir torunu idi. Uzman bir coğrafyacı, bir fizikçi ve tarihçi olan Mesudi MS. 9'uncu yüzyılın son on yılında doğmuştur, kesin doğum tarihi bilinmemektedir. Uzak ülkeleri dolaşmış ve Ms. 957'de Kahire'de ölmüş, bir Mutazilit Arap idi.

MS. 915'te Fars (İran)'a seyahat etti ve İstihar'da bir yıl kaldıktan sonra, Fars (İran)'a dönmeden önce Bağdat yoluyla Multan ve Mansura'yı ziyaret ettiği Hindistan'a devam etti. Oradan Kirman'a gitti ve sonra yine Hindistan'a döndü. Mansura o günlerde çok ünlü bir şehirdi ve Müslüman Sind eyaletinin başkentiydi. Onun civarında, İslam'ı yeni kabul edenlerin bulunduğu bir çok köy ve kasaba vardı. MS. 918'de, Mesudi, 10.000'den fazla Arap Müslümanın Şamur limanında yerleştiği, Guzrat'a gitti. Ayrıca Dekkan, Seylan, Hindi-Çini ve Çin'e de gitmiş ve Madagaskar yoluyla Zengibar ve Umman'dan Basra'ya kadar dolaşmıştır.

Posted by Arif

Atom numarası 101 olan element, Rusya'lı büyük kimyacı Dmitri Mendeleev'in anısına "Mendelevyum" olarak adlandırılmıştır. 17 çocuktan en küçüğü olan Mendeleev, Tobalska'da doğdu. Büyük babası Sibirya'nın ilk gazetesini burada çıkarıyordu; babası ise bir lise müdürüydü. Mendeleev, ilköğretimini sürgünde yaptı; babası ölünce annesi ona daha iyi öğrenim koşulları sağlamak amacıyla batıya göçtü.

Dmitri, St. Petersburg ( Leningrad ) Üniversitesi'nde kendini tanıttı ve doktorasını ilginç bir konu olan " alkol ve suyun birleşmesi " tezi üzerinde yaptı. Fransa ve Almanya'daki incelemeleri, ona, 1858 Kalsruhe ( Almanya ) Konferansına katılma olanağını sağladı. Bu konferansta Avogadro Hipotezi üzerinde ateşli tartışmalar yapılmıştı. Daha sonra ,ilk petrol kuyusunu görmek için Pennsylvania'daki petrol bölgelerini gezdi. Rusya'ya döndükten sonra yeni bir ticari damıtma yöntemi geliştirdi.

Posted by Arif

Doğum ve ölüm tarihleri belli olmamakla birlikte, Zenon'dan 30 yıl sonra doğduğu sanılmaktadır. Çok gezmiş, Babil'e ve matematik öğrenmek üzere Mısır'a gitmiş ve orada beş yıl kalmıştır. Hatta bu seyahatları sırasında Hindistan'a kadar uzanmış olduğu sanılmaktadır. Ancak Demokritos bir gezgin değil, bir bilgi arayıcısıdır.

Demokritos'a göre, evren doluluk ve boşluktan oluşmuştur. Dolu kısım, bölünemez küçük parçacıklar, yani atomlar tarafından doldurulmuştur; bunlar ölümsüz ve yalındırlar. Nitelikleri aynı ama biçimleri ayrıdır. Varlıklar bu atomların bir araya gelmelerinden oluşmuşlardır ve bir arada bulundukları sürece vardırlar; şayet bunları oluşturan atomlar bir nedenle dağılırsa yok olur giderler. Evrende gözlemlenen değişim, atomların birleşmesi ve dağılmasından ibarettir. Atomcu kuram, özünde mekanist ve deterministtir, ama bu dönemde atomların nasıl hareket ettiklerine ilişkin güçlü bir yaklaşımın eksikliği duyulmaktadır.


Son yorumlar