Beynimiz nasıl yaşlanıyor?

Beynimiz nasıl yaşlanıyor?

Sağlıklı bir beynin nasıl yaşlandığını ve bu değişimlerin hafızamızı nasıl etkilediğini biliyor musunuz?

Bu soruların yanıtlarını bilmek aslında unutkanlık yaşadığımız anlarda hafızamızla ilgili endişelerimizin giderilmesinde de yardımcı olacaktır. Genellikle beynimizin bedenimizdeki diğer organlardan daha farklı olduğunu düşünürüz. Halbuki, beynimiz de tıpkı diğer organlarımızda olduğu gibi zaman içinde bazı değişimler yaşar. İyi genler ve sağlıklı bir yaşam tarzı bu değişimin geciktirilmesinde yardımcı olsa da süreci tamamen durdurmak olanaksızdır.

Genel kanının aksine beyindeki sinir hücreleri (nöronlar) yaşla birlikte toplu şekilde yok olmaya başlamaz. Araştırmalar, bazı nöronların gerçekten de kaybedildiğini ancak yavaş da olsa yeni nöron üretiminin olduğunu göstermektedir. Esasında olan beyindeki sinir hücrelerinin küçülmeye başlamasıdır. Bunun bir sonucu olarak nöronlar arasındaki bağlantılar (sinapslar) zaman içinde bozulmaya başlar ki bu da kimyasal ileticilerin (nörotransmitterler) bilgi taşıma kabiliyetinin zayıflaması anlamına gelmektedir. Bu değişiklikler, yaş ilerledikçe beyinin içinden geçen sinir akımlarının (impuls) iletimine etki etmeye başlar ve bilişsel işlemin yavaşlayarak hafızamızdaki kayıtlı bilgiye erişimde gecikmelere neden olur. Buna göre normal bir beynin yaşlanması şu şekilde gerçekleşir:

20’Lİ YAŞLAR: Bu yaşlardaki insanlar uzun süreli anılar oluşturmak ve karmaşık muhakemeler yapabilmek anlamında zihinsel kapasitelerinin en üst noktasında olurlar. Yaratıcılığın da bu yıllarda zirve yapma olasılığı vardır. Ancak bu yaşlar insanların yaratıcılıkta sınır tanımadığı da bir dönemdir. Birçok yazar, sanatçı ve müzisyen bu yaşlarda en yaratıcı dönemlerini geçirir. Önemsiz derecede az da olsa nöron küçülmesi gibi beyindeki ufak fiziksel değişiklikler insan 20’li yaşlarındayken başlar.

30’LU YAŞLAR: Önemsiz derecede de olsa nöron küçülmesi yoluyla beyin hacmi yavaş yavaş gerilemeye devam eder. Gerçekleştirilecek bilişsel testler serisi bazı bölgelerde meydana gelen küçük gerilemeleri tespit edebilir. Fakat bilişsel gerilemeye dair bu küçük işaretler genellikle ne birey ne de çevresindekiler tarafından fark edilmez.

40’LI YAŞLAR: Kırklı yaşlardaki pek çok insan, başta aktif (kısa dönem) hafıza alanında olmak üzere bazı zihinsel işlemlerde biraz yavaşlama olduğunu hissedecektir. Telefon numaraları hatırlamak, kafadan hesap yapmak veya hafızaya dayalı zorlu kağıt oyunları oynamak önceki yıllara göre daha yorucu olacaktır. Beyin hacmindeki yavaş azalma devam edecektir ve hatta hızlanabilir.

50’Lİ YAŞLAR: Ellili yaşlar bir eşiktir. Beyin hacmi azalma sürecinin hızlanmasıyla birlikte hafızada ve diğer başka biliş (kavrama) alanlarında daha belirgin değişiklikler ortaya çıkacaktır. Bu yaşlardaki kişilerde yeni bir şey öğrenmek biraz daha fazla zaman gerektirir ancak öğrenilen bilgiler genellikle unutulmaz. Kelimeleri ve isimleri hatırlamak eskiye nazaran daha uzun sürer. Aynı anda birden fazla işle meşgul olmak daha zor hale gelir. Ayrıntılara olan ilgi azalır. Yaşanmış bir olayın gerçekleştiği yeri ve zamanı hatırlamak zorlaşır. Görsel-mekansal işlem yapmak daha güçleşir. Örneğin üç boyutlu tasarımları kopyalamak veya parçalarına ayırdığınız birşeyi tekrar biraraya getirmek gibi işlemler.

60’LI YAŞLAR: Beyin hacmindeki kayıplar devam eder. Beynin hafıza ve diğer bilişsel becerileri için gerekli olan yapılar özellikle tehlikeye açıktır. Söz konusu yapılar gençlik yıllarına kıyasla yüzde 25 oranında küçülmüş olabilir. 50’li yaşlarda kendini göstermeye başlayan bilişsel değişiklikler 60’lı yaşlarda daha da fark edilir hale gelir. Bilişsel işlem yapma hızı daha da yavaşlayarak yeni bilgi öğrenme veya karmaşık zihinsel işlerde uzmanlaşmak daha da zorlaşır. Bununla birlikte odaklanmak ve dikkat dağıtıcı unsurlardan etkinlenmemek de güçleşir. Beyin yeni anılar oluşturmak ve hafızadaki anıları hatırlayacak çağrışımlar bulmakta da zorlanacaktır. “Dilimin ucunda” deneyimleri giderek sıklaşır çünkü beyin isim, tarih ve kelimelere erişebilmek için daha fazla emek sarfetmek zorundadır.

70’Lİ YAŞLAR VE SONRASI: 70’li ve 80’li yaşlarındaki insanların bilişsel kabiliyetleri büyük farklılıklar gösterir. Birçoğu bu yaşlarda uyanıklığını korumak bir yana bilgi edinmeye devam ederler. Diğerleri için, yani bedenleri yüksek tansiyon, diyabet, aşırı alkol kullanımı gibi sağlık sorunları nedeniyle tahrip olmuş insanlarda hafıza ve genel bilişsel becerilerde ciddi gerilemeler gözlemlenir. Bunayacak kimseler bu bozukluğun belirtilerini genellikle 75-80 yaşları arasında göstermeye başlar.
Top