warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

sağlıklı yaşam

Burdur'da veteriner hekim Öztürk Sarıca, karpuzun tüm kanser türleri üzerinde vücudu destekleyici etkisi olduğunu belirterek, yaz aylarında karpuz, kışın da karpuz pekmezi tüketilmesini önerdi.

Veteriner hekim Öztürk Sarıca tarafından 2005 yılında Burdur Gölü kıyısındaki Karakent Köyü yakınlarında kurulan Lisinia Doğa (Anti Kanser- Doğa- Yaban Hayatı), Türkiye'de resmiyet kazanan ilk yaban hayatı rehabilitasyon merkezi. Adını bölgenin eski çağlardaki adı Psidya'nın önemli şehirlerinden Lisinia'dan alan merkezde, kurulduğundan bu yana 394 yabani hayvan tedavi edilerek doğaya bırakılırken, halen 40 hayvanın tedavisi devam ediyor.

Bugün teknolojinin sağladığı geniş imkanlar; insanımızın hayat standardını yükseltmesine rağmen otomobillerin yaygınlaşması,internet ağının büyümesi vs. bizleri hareketten uzak, daha hantal bir hayata sürüklemiştir. Oysa sağlıklı bir hayatın temel şartlarından birisi, hareket halinde olmak ve yürümeyi gündemimizin içine almaktır. Hareket sistemi ve kalp-damar hastalıklarının oluşmasında hareketsizlik önemli rol oynamaktadır. Sağlıklı ve kaliteli yaşam için yürüme herkesin en rahat yapabileceği sporlardan birisidir.

- Yürüme, özel bir alan ve ekipman istemez.
- Tek başına yürünebileceği gibi arkadaş grubu ile de yapılabilir.
- Yürüyüş ortamının sessiz sakin olması önemlidir.
- Seçilen alanda iki kişi yan yana yürüyebilmeli, trafik engeli olmamalıdır.
- Yürümede belli bir tempo olmalı, gezinti yapar gibi yürünmemelidir.
- İki arkadaş yürüme sırasında birbiriyle rahatça konuşabilmeli, yürüme sırasında nefes nefese kalmamalıdır.

1. Ayakta yapılacak egzersizler

Çeneniz geride, başınız dik, kollarınız gövdeye yakın, karın düz olacak şekilde yürümeye çalışınız. Kauçuk tabanlı, kaymayan ayakkabıları tercih ediniz. Yürürken ayaklarınız dışa doğru değil öne doğru baksın.

Bir duvara karşı durup kollarınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Bu esnada karnınızı içeri çekerek belinizi düzleştirmeye çalışın. Bu egzersizi yaparken bir kolunuzu kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırırken, diğer kolunuzu indirebildiğiniz kadar aşağıyı doğru uzatın. Daha sonra kollarınızı değiştirin.

Ellerinizi arkadan bel ortasına getirin. Eğilebildiğiniz kadar arkaya eğilmeye çalışın. Bu esnada karın kaslarınızın kasıldığını hissedin.

Sırtınızı bir duvara yaslayınız, ayaklarınızı 25 cm kadar duvardan uzağa koyunuz. Dizleriniz hafif bükülü durumda iken baş, omuz ve sırtınızı duvarla temas halinde tutunuz. Bu pozisyonda, duvarla temas halinde iken aşağı-yukarı kayın. Sırt bölgenize plastik bir top koyarak bu egzersizi daha etkili hale getirebilirsiniz.

2. Oturarak yapılacak egzersizler

Posted by YaSemin

Sağlıklı Bir Beslenme Planı Hazırlamak

Sağlıklı beslenme planı, size neyi hangi saatte yemeniz gerektiğini söyleyen kesin bir plan değildir. Bu plan, sizin kan şekerinizi kontrol etmenize ve uygun kiloya ulaşıp onu korumanıza yardımcı olan, geniş fakat iyi organize edilmiş bir stratejidir.

İyi bir beslenme planı, aynı zamanda sizin üç temel besin kaynağı (protein, yağ, karbonhidrat), vitaminler ve mineraller arasında sağlıklı bir denge kurmanızı sağlar.

Sağlıklı Beslenme için Besin Piramidini Kullanın

Besin piramidi, sağlıklı ve dengeli beslenmeniz için size yardımcı olan bir rehberdir. Beslenirken sağlıklı seçimler yapabilmeniz için size yardımcı olur. Beslenme piramidinin altı bölümünün her biri, günlük besin ihtiyacınızın bir bölümünü gösterir.

Her besin çeşidinden de almak önemlidir. Alacağınız besinlerin büyük bölümünü alttaki geniş bölümünden daha küçük bölümünü de üstteki küçük bölümden seçmeye çalışmalısınız.

Posted by Arif

Beslenme denilince canlı bitki ve hayvanların gereksinim duydukları enerjiyi ve dokuların onarımında, sağlığını sürdürmelerinde kullanacakları kimyasal maddeleri sağlamak üzere dışarıdan bazı maddeleri almaları, onları fiziksel ve kimyasal olaylardan geçirerek çözümlemeleri anlaşılır.Sağlıklı nesillerin yetişmesinde birinci şart, yeterli ve dengeli beslenmektir. Eğer vücudun enerji ihtiyacı tam olarak karşılanamıyorsa ‘Yetersiz Beslenme’ ; protein,vitamin,mineral madde ihtiyacı tam olarak karşılanamıyor ya da ihtiyacın üzerinde alınarak vücut şişmanlıyorsa ‘Dengesiz Beslenme’ olarak ifade edilmektedir.Süt insan bünyesi için gerekli tüm besin öğelerini diğer bir ifade ile protein , yağ, karbonhidrat, bütün vitaminler ve mineral maddeleri bileşiminde yeterli ve dengeli bir şekilde bulundurması nedeniyle Temel bir gıda maddesidir.Yeni doğan yavrunun belirli bir dönemde yaşaması ve gelişmesi için gereksinim duyduğu tüm besin elementleri içermesi nedeniyle Besleyici bir gıda maddesidir. Özellikle bünyesinde bulunan protein , mineral madde ve vitaminlerden dolayı da ‘ Koruyucu bir gıda’ olarak kabul edilir.

Posted by Arif

Uykusuzluk genelde; stres, sıkıntı, depresyon ve uyarıcı maddelerin kullanımı sonucunda meydana gelmektedir.

Hayatınızdaki tüm uyaranlardan kurtulun (çay, kahve, tütün, kola ve uyarıcı ilaçlar gibi).

Aerobik egzersizler yapmayı alışkanlık haline getirin. Gününüzün belirli bir bölümünü bu egzersizlere ayırın. Belirli bir süreegzersiz yapmak genelde geceleri rahat bir şekilde uyumanız için yeterli olabilir.

Yatmadan önce sıcak bir banyo yapmak (aşırı sıcak değil tabiiki), kaslarınızı gevşeterek uyumanıza yardımcı olur.

Eğer kas ağrılarınız ve kas spazmlarınız varsa ve bu nedenle uyuyamıyorsanız, şerbetçiotu (Humulus lupulus) bitkisinin çaylarını içebilirsiniz. Bira yapımında kullanılan bu bitki, binlerce yıldır yatıştırıcı ve rahatlatıcı oalrak kullanılmaktadır.

Yine ıhlamur çayı rahatlatıcı etkisi ile rahat uyumanıza yardımcı olur.

Yatmadan önceki 6 saat süresince çay ve kahve içmeyin.

Her sabah normalde kalktığınız saatten 1 saat önce kalkmaya çalışın.

Posted by Arif

Aslında herkesin herhangi bir zamanda uyku problemi olur. Bunun için pek çok neden bulunmaktadır. Uykusuzluk en az üç hafta süren uykuya başlama ve devam etmede güçlük olarak tanımlanmıştır. Bir ya da iki gece bozulan uyku, uykusuzluk kavramına uymaz. Aynı zamanda gün boyunca yorulmadıysanız, ne kadar kötü uyuduğunuzu düşünürseniz düşünün uykusuzluk yakınmanız yoktur. Böyle bir durum bile zaman zaman uyuma probleminin olmadığı anlamına gelmemektedir ve bozuk bir uykunun sıkıntısını bilmek için uykusuzluk çekiyor olmanız gerekmez.

Genç kişilerin yaşlılardan daha az uyku problemi var gibi görünmektedir. Buna karşın yukarıda belirtildiği gibi bunun yaşlandıkça uyku paternlerinizde meydana gelen değişiklikle ilgisi olabilir. 20 li yaşlarında her 10 kişiden biri uyku problemi olduğundan yakınırken yetmişli yaşlardaki kişilerin 3 te biri şikayet etmektedir.

Farklı kişiler klasik olarak aşağıdaki problemlerin bir ya da daha fazlasıyla, farklı şekillerde karşılaşmaktadır:

- Uykuya başlama ve uyuma zamanı arasının uzunluğu (sıklıkla bir o yana bir bu yana dönme)

- Gece boyunca pek çok kere uyanma, bunun sonucu olarak da sabahleyin kötü uyku uyumuş olma duygusu

Posted by Arif

Son 10 yılda egzersizin kanser üzerine etkisi konusunda bir çok çalışma yapılmıştır. Deneysel araştırmalar da egzersizin tümorogenez direnci arttırdığı saptanmıştır. Bu etkileri enerji dengesi ile açıklayan bir kısım araştırıcı, egzersizle artan enerji ihtiyacının tümör büyümesini yavaşlattığı görüşünde olmasının yanında temel mekanizmanın immünolojik olduğu sanılmaktadır.

Fiziksel aktivitenin daha düşük kolorektal kansere yol açtığına dair bulgular vardır. Kolon kanserinin nisbi riski sedanterlerde daha aktif gruplara göre 1,3 ile 2 kez daha fazla görülmektedir. Fiziksel aktivite, kadınlarda meme ve üreme sistemi gibi diğer sistemlerin kanser insidansını azaltmaktadır. Diğer bölgelerin kanser riskiyle ilişkileri geniş çapta incelenmiş olmasa da egzersizle birlikte akciğer, tiroid, sindirim sistemi ve hemopoetik sisteminin kanserinin azaldığına dair bilgiler vardır.

Posted by Arif

Egzersiz ve immünoloji alanındaki hızlı gelişmeler spor bilimi, tıp, immünoloji, fizyoloji ve davranış bilimlerinde görevli bilim adamlarının ilgilerini çekmiştir. Spora bağlı immün cevap konusundaki ilgi birçok sebepten dolayı oluşmuştur. Birincisi; antrenörler ve kulüp hekimlerinin, antrenman ve müsabaka esnasında sporcularını sağlıklı bir şekilde tutma istemeleridir. İkinci olarak egzersiz ve bağışıklık konusuna ilgi, toplumun sağlıklı gelişim amacıyla doğan ilgiden de kaynaklanır. Düzenli orta düzeyde (ılımlı) yüklenmelerin kalp hastalığı, şişmanlık, insüline bağlı olmayan diabet, yüksek tansiyon ve osteoporoz gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde, ayrıca vücut ağırlığının kontrolü ve organizmanın strese karşı direncini artırmada, önemli rol oynadığı ispatlanmıştır. Araştırmacılar şimdi çalışmalarını yaşam tarzına bağlı etken taşıyan hastalıklar (kanser gibi) üzerine yoğunlaştırmışlardır ve düzenli spor yapan kişilerin daha düşük kanser insidansların rastlandığına dair tahminler vardır.

Posted by Arif

Ilımlı egzersiz: kanda 2 mmol/L laktat düzeyindeki (aerobi eşik) ya da bu düzeyin aşağısı bir şiddetteki egzersizdir (100-130 nabız/dak). Bu şiddette uzun süreli eforlar desteklenir (yürüyüş-koşu).

Şiddetli egzersiz: kanda 4 mmol/l laktat (anaerobi eşik) düzeyine denk gelen egzersizdir (170 nabız/dakika). Bu şiddetteki eforlar 1,5-2 dakika süre

Çok şiddetli egzersiz: anaerobi eşik düzeyi yukarısındaki egzersiz türüdür. Kan laktat düzeyi 4 mmol/L üzerindedir (170-180 nabız/dakika).

Posted by Arif

Amaç organizmayı bir yarışmaya hazırlamak değil, egzersizin organizmanın sistemlerine (dolaşım-solunum, kas, bağışıklık) olumlu katkılarını sağlamak olmalıdır. Bunun için aerobi ortamdaki egzersizler düşünülmelidir. Yürüyüş, düşük-orta şiddetli koşular en ideal olan çalışmalardır. Fakat önemli olan çalışmanın şiddetini (tempo) ve süresini ayarlamaktır.

Genel olarak, bu tür çalışmalar tamamen görsel ve seçilen model çalışmalara dayanmaktadır. Yani sağlık için egzersiz yapan bireylerin % 90 ı ya da fazlası, bilimsel ve sistematik bir program uygulamamaktadır. Görsel bilgilere dayanarak yapılan çalışmalar istenilen hedefi yakalayamaz. Unutulmaması gereken en önemli şey; her bireyin tüm fiziksel ve fizyolojik özellikleri, dolayısıyla kapasiteleri farklıdır. Bunun için antrenman yükleri de farklı olacaktır.

Antrenman programlarına başlamadan önce hekiminize baş vurarak genel bir sağlık kontrolünden geçmeniz gerekir. Özellikle efor testi yaptırmanız gereklidir. Bu test sonucu eforlara direncinizi dolayısıyla kapasitenize uygun antrenman programlarını elde edebilirsiniz.

Posted by Arif

Canlılarda büyüme, sağlık, üreme için gerekli besin maddelerinin alınması. Besinler, bedende gerçekleşen kimyasal tepkimeler için gerekli kimyasal enerjinin yanı sıra, bedene destek olan, hücrelerin oluşması ve yenilenmesi için gereken maddeleri de sağlarlar. Canlıların varlıklarını sürdürebilmeleri için çeşitli kimyasal bileşenler içeren besinler almaları gerekir. Sporculara güç kazandırmak için ya da şişmanlık, şeker hastalığı ve kalıtımsal bozukluklar gibi sorunlara da karşı da, özel beslenme rejimleri uygulanabilir. Dengeli bir rejimde kişinin aldığı kalori, bedenin gereksinmesine uygun olmalıdır. Beslenme rejiminin önemli bileşenleri proteinler, yağlar, karbonhidratlar, su, vitaminler ve tuzlar ile bazı az bulunan elementlerdir. Bunlar uygun ve dengeli biçimde alınmazlarsa, beslenme bozukluğu hastalıkları ortaya çıkar.

Kişinin dengeli beslenmesi için alınan besinler 5 grupta incelenir:

* Tahıl ve Ekmek Grubu
* Süt ve Yoğurt Grubu
* Et Grubu
* Sebze ve Meyve Grubu
* Yağ ve Şeker Grubu

Posted by Arif

Egzersizler; bel ve omurganın zayıf kaslarını güçlendirir. Mekanik yüklenmeyi azaltarak, hareket kabiliyetini arttırır. Yanlış postürü ve duruşu düzeltir. Ağrıyı azaltır.

GENEL İLKELER

Egzersizler düzenli olarak her gün yapılmalıdır. Devamlılık olmadıkça sonuç alınamaz.

Başlangıç için sabah 15 dakika, akşam 15 dakika idealdir. Süreler daha sonra uzatılabilir.

En az iki ay devam ettikten sonra günde bir kez on dakika yeterlidir.
Her bir hareketi sabah akşam 5 kez yaparak başlayın ve giderek arttırır. On gün sonunda sizin için ideal sayıya ulaşın. Egzersizin sayısına değil, iyi yapılmasına önem verin.

Egzersiz halsizlik, kas ağrısı ve sertlik yapabilir. Bu normaldir. Bu durum birkaç gün sonra devam ediyorsa, egzersizleri çok ve hızlı yapıp yapmadığınıza dikkat edip, yavaşlayın.

Bu sertlik ve ağrılar üç hafta sonunda hala sürüyorsa doktorunuza müracaat edin.

Yatarken ve yataktan kalkarken kurallara uygun davranın.

Egzersiz esnasında en az 2 defa gevşeme pozisyonuna geçin.

Gevşeme pozisyonu

Düz bir zeminde sırt üstü uzanın, dizlerinizi bükün, baldırlarınızın altına 2 yastık koyun (yaklaşık 30 cm.) ve gevşeyin.

Posted by Arif

Kolesterol niye yükselir?

Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayıda faktör vardır. Bu faktörlerin bazıları önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazıları:

1. Kalıtımsal faktörler
2. Yediğiniz gıdalar
3. Şişmanlık
4. Stres gibi faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir.

Düzenli egzersiz iyi huylu kolesterolü yükseltir ve kötü huylu kolesterolü azaltır. 60-65 yaşa kadar yaşla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadınlarda menopozdan sonra kolesterol düzeyi artar. Kolesterol yükselmesine yol açan hastalıklar Bazı hastalıklarda kolesterol düzeyi yükselir. Bu hastalıkları ikiye ayırarak incelemek mümkündür:

1. Kalıtsal yağ metabolizması hastalıkları
2. Diğer hastalıklar

A. Hipotiroidi: Tiroid bezinin yetersiz çalışması.
B. Karaciğer hastalıkları
C. Nefrit: Böbreğin mikrobik olmayan iltihabi hastalıkları
D. Şeker hastalığı
E. Şişmanlık
F. Bazı ilaçlar

Kolesterolün önemi nedir?

Kalp ve damar hastalıkları Türkiye'de ve diğer ülkelerde ölüm ve kalıcı sakatlıklara yol açan yaygın sorunlardır.

Posted by Arif

Kırmızımsı bir metal olan bakır, doğal ortamda, kayalarda, toprakta, suda ve havada bulunur. Kolayca şekil alabilmesi ve bükülebilmesi nedeniyle bozuk paraların, elektrik tellerinin ve su borularının yapımında kullanılmaktadır. Bakır ayrıca tarımda fungusit (bakteri ve mantar öldürücü) olarak, göllerde ve depolarda algisit (alglerin gelişmesini önlemek) olarak kullanılmaktadır.

Bakır ayrıca doğada bitkilerde ve hayvanların vücudunda bulunur. Hayvan ve insanda özellikle karaciğerde depolanır (1.5 gram kadar). Tarımda çok fazla miktarda kullanılırsa bitkilerin büyümesini engeller, bunu demirin yerine geçerek yapar. Bilinen tüm canlılar için esansiyel (olmazsa olmaz) bir elementtir. Ancak çok yüksek dozda uzun süre veya bir defada alındığında sağlık açısından zararlı olur.

Bakır doğada cevher olarak bulunur ve genelde diğer elementlerle birliktedir. Bakırın sağlık açısından risk taşımasının nedeni, su tesisatında kullanılan çeşitli malzemelerde bakır kullanılması ve bakır veya bakır kaplı kapların bazı toplumlarda yemek pişirme amacıyla kullanılmasıdır.

Posted by Arif

Uzmanlar, hareket etmeyi, bol güneşlenmeyi, yürüyüş yapmayı ve b ve c vitamini almayı öneriyor.

Göğüs ve kalp hastalıkları uzmanları, psikiyatrisiler ve diyetisyenler, bahar aylarında ısınan havaların özellikle romatizma, astım, kalp, mide ülserleri ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkları bulunanları etkileyebileceğini belirterek, önlem alınmasını istiyor.

Uzmanlar, bahar aylarında insan metabolizmasında oluşan değişikliklerin beraberinde yorgunluğu da getirdiğine işaret ederek, bahar yorgunluğunun bir hastalık olarak tanımlanmadığını ama önlem alınmazsa kronikleşebileceğini kaydediyor.

Uzmanlara göre, havaların yavaş yavaş ısınmasıyla birçok kişide halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak şikayetler görülüyor. Bu yakınmaların çoğu bahar yorgunluğuna bağlanıyor. Bu yorgunluğa bağlı olarak kalp ve romatizma hastalarında yakınmaların arttığı da belirtiliyor.

Havadaki elektrik artıyor

Posted by Arif

Alkol, midenin iç yüzeyini örten tabakayı tahriş ederek gastrite ve kusmaya yol açabilir. Midenin üst bölümüyle yemek borusunun alt bölümünde küçük yırtıklara sebep olabilir.

Alkolün uzun süre kullanılması özellikle B vitaminlerinin ve diğer besinlerin emilimini engelleyebilir. Ayrıca yüksek miktarda tüketilen alkol, karaciğer için önemli bir tehdit oluşturur.

Sigara içme alışkanlığı da benzer sorunlara yol açar. Sindirim sistemimiz yediğimiz besinlerin sindirilmesini ve bu besinlerin ince bağırsak tarafından emilerek kanımıza geçmesini sağlar. Sindirim sonucu oluşan küçük moleküller dolaşım sistemimiz aracılığıyla hücrelerimize kadar taşınır.

Vücudumuz besin içeriklerini enerji üretmek, yapım ve onarımını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini düzenlemek için kullanır. Vücudumuz bu önemli görevlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu besin içeriklerini besin gruplarından sağlar. Aşağıdaki metni okuyarak besin gruplarının yeterli ve dengeli bir şekilde tüketilmesinin vücudumuz ve sindirim sistemimizin sağlığı için önemini kavrayalım.

Suyun adeta sihirli bir içecek olduğunu herkes biliyor. Sağlıklı ve güzel olmanın, ciltteki ve vücuttaki nemin korunmasının temel koşulu bol su içmek.

NEDEN SUSARIZ? Susamak, tiroid bezinin ağız yoluyla bize ulaştırdığı bir mesaj olup; sulanmaya ihtiyacın var anlamını taşımaktadır. Ancak bu kişisel ve psikolojik boyutları olan ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir ihtiyaçtır. Kimi insanlar günde 2 bardak su içerken, kimilerinin tükettiği su miktarı 2 litre olabilir.

NE ZAMAN SU İÇMELİYİZ? Çok basit bir şekilde cevaplamak gerekirse; istek duyduğumuz an dememiz mümkün. Bazı bünyelerin suya daha çok ihtiyaç duyduğu, bazılarının da azla yetindiği sıkça rastlanan bir durumdur. En iyi yöntem ise az ve sık, özellikle de yemeklerin hazmedildiği saatlerin dışında içmektir. Ancak güç sarfederken kesinlikle içmemeye çalışın ve karşılaşmalar sırasında sadece suyla ağzını çalkalayan boksörleri düşünün. Eski zamanlarda madenlerde çalışanların da susadıkça bu yöntemi denediği bilinen bir gerçek. Eğer bir defada çok su içerseniz günün birinde böbreklerin iflas etme olasılığı çok fazla. Özellikle sabah yataktan kalkar kalkmaz ve de aç karnına bir bardak su içmek ise tüm organizmayı temizleyerek, toksinlerden arıtıyor. Zinde ve dinç olmayı sağlıyor.


Son yorumlar