ihya.org

beyin

Beynimiz nasıl yaşlanıyor?

Sağlıklı bir beynin nasıl yaşlandığını ve bu değişimlerin hafızamızı nasıl etkilediğini biliyor musunuz?

Bu soruların yanıtlarını bilmek aslında unutkanlık yaşadığımız anlarda hafızamızla ilgili endişelerimizin giderilmesinde de yardımcı olacaktır. Genellikle beynimizin bedenimizdeki diğer organlardan daha farklı olduğunu düşünürüz. Halbuki, beynimiz de tıpkı diğer organlarımızda olduğu gibi zaman içinde bazı değişimler yaşar. İyi genler ve sağlıklı bir yaşam tarzı bu değişimin geciktirilmesinde yardımcı olsa da süreci tamamen durdurmak olanaksızdır.

Kakao beyne oksijen gitmesini sağlıyor

Kakaoda bulunan “flavanol”ün, beyine daha fazla oksijen gitmesini sağladığı belirlendi.

Amerikan Bilimsel Gelişmeler Derneği’nin yıllık toplantısında bir rapor sunan Nottingham Üniversitesi’nden Ian MacDonald, bir antioksidan olan ve kakao çekirdeğinde bulunan Flavanol’ün, beyine fazla oksijen gitmesini sağlamasının, ileri yaşlardaki bellek sorunlarını azalttığını söyledi.

Harward Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Norman Hollenberg de, Panama’daki Kızılderili kabilesi “Cuna”lar üzerinde yapılan incelemelerde, kakaonun doğal biçimini tüketmelerinden ötürü benzer sağlık işaretleri gözlendiğini bildirdi.

Çikolatanın tatlı bir gıda olmasından ötürü ortaya çıkan kalori sorunundan ötürü, yoğun çikolata tüketimi tavsiye edilmiyor, kakao öneriliyor. Ancak kakaoların büyük bölümü de, verdiği keskin tattan ötürü, flavanol düzeyi azaltılarak piyasaya sürülüyor.

Beyin İşlevleri Nelerdir?

Şaşılacak kadar çok aklım olmalı, bazen haftada bir kez aklımı başıma toplamam gerekiyor" diyen Mark Twain gerçekten çok haklı. Akıl fonksiyonunu iyi değerlendirebilmek için, beyni iyi tanımak gerekiyor.

Korteksi oluşmuş 1450 gram ağırlığındaki bir insan beyni, on beş milyar sinir hücresine sahip iken, bu sayının bin katı, yaklaşık on beş trilyon snaps (beyin hücresi bağlantısı) içerir. Bu milyonlarca hücre birbiri ile ilişkilidir ve elektrik alışverişi yapmaktadır. Araştırmacılar tarafından, beynin elektriksel faaliyetleri özel bir yöntemle görüntülenerek, ilk defa görülen bir simgenin oluşturduğu beyin dalgaları ve gözlerin görebildiği basit resimler belirlenebilmiştir.

Beyinde aktif çalışan kapasite yüzde 6-7 civarında iken yüzde 90'lık bir kısım atıl vaziyette kalır. Önemli olan, bu pasif kısımları devreye sokabilmektir. Bilimadamları, kadın beynini, erkeğe göre oldukça geniş kapsamlı kullanıldığını; işitme duyguları tanımlama, yabancı bir dili öğrenme yeteneği ile hafızasının gelişmiş olduğunu ve daha yavaş küçüldüğünü öne sürmekteler.

Beyin ameliyatı nasıl yapılır?

Beyin tümörlerinde cerrahi girişim nasıl yapılır?

Beyin tümörlerinin çoğu için cerrahi girişim, tercih edilen tedavi şeklidir. Kafatasının açılarak tedavinin yapıldığı ameliyat türüne kraniotomi adı verilir. Kraniotomi genel anestezi altında yapılır. Ameliyat başlamadan önce kişinin saçları kesilir. Daha sonra cerrah kafa derisinde bir kesi yaptıktan sonra özel bir kesici alet kullanarak kafatasından bir parça kemiği çıkarır. Açılan bu yoldan tümörün hepsi ya da bir kısmı çıkartıldıktan sonra bu kemik yerin konur ve kesi dikilir. Açılan bu yolun kapatılması için bazen kemiğin kendisi yerine metal ya da başka bir maddeden yapılmış olan materyaller de kullanılabilir.

Ameliyattan önce hastaların hekimlerine sordukları sorular genellikle şunlardır:

* Ameliyattan sonra kendimi nasıl hissedeceğim?
* Ağrım olacak mı? Ağrım olursa bunu nasıl gidereceksiniz?
* Ameliyattan sonra ne kadar süreyle hastanede yatmam gerekecek?
* Bu ameliyatın uzun süreli etkileri olacak mı? Kesilen saçım tekrar uzayacak mı? Kafatasımdan çıkartılacak olan kemik parçasının yerine başka bir madde kullanılırsa bunun yan etkileri olabilir mi?

Beyin ve Beyin Hastalıkları

Kafatasının içinde, beyin zarlarıyla örtülmüş, beyazımtırak ve yumuşakça bir kitle durumundaki sinir organı. Duyum ve bilinç merkezini oluşturan beyin, insanları hayvanlardan ayıran en önemli organdır. Bu bakımdan insan beyni hayvanlarda görülmeyen bilinç, konuşma, sevinç, üzüntü gibi olayları da bir merkezdir. Dış dünya ile olan maddi ve manevi bütün ilişkiler, duyular aracılığı ile beyne iletilir, orada değerlendirilir ve vücudun gerekli tepkiyi göstermesi ayarlanır. Gri ve beyaz hücrelerden oluşan beyin, kafatasının arkasında bulunan bir delikle omuriliğe bağlanır. Beyin ve omurilik, üç katlı koruyucu zarla (meninks) sarılıdır. Beyne en yakın olan iç zar ile orta zar arasında beyin sıvısı denilen bir sıvı bulunur. Anatomik yapıdan beyin, beyin yarıküreleri, orta beyin, beyincik ve beyin sapından oluşur. Beyin yarıküreleri de “lop” denilen dört kısma ayrılmıştır. Loplar, alın (frontal), yan (parietal), şakak(temporal) ve artkafa (oksipital) diye adlandırılır. Ayrıca loplar “girus” kıvrımlara ayrılır.

Beyin Hastalıkları Nelerdir?

Beyinde görülen kanamalar,urlar, iltihaplanmalar vb. çeşitli hastalıklardır. En önemli organ olan beyinde görülen çeşitli hastalıkların vücudun başka bir yerinde önemli bozukluk yaratma olasılığı yüksektir. Kızamık, tifo, zatürree gibi hastalıklar sırasında, ya da göz, iltihaplanmalarında mikroplar beyne yayılarak beynin iltihaplanmasına yol açabilirler, buna beyin iltihabı (ansefalit) denir. Ansefalit, ölümle, psikolojik yetersizliklerle ya da felçlerle sonuçlanabilir. Kılcal damarların sertleşmesinden doğan beyin kanamaları daha çok yaşlılarda görülür. Şiddetli kanamalarda koma durumu, felç ya da ölüm görülebilir. Kan dolaşım sistemine katılan bir kan pıhtısı beyinde tıkanmaya neden olur, buna beyin ambolisi denir ve sonucunda felç görülür. Beyin damarlarının iç yüzeylerinin kanser vb. gibi hastalıklarla bozulmasından dolayı tıkanmalar da olabilir, buna beyin trombozu adı verilir. Çeşitli nedenlerle beyin dokusunda ya da beyin zarında urlar ortaya çıkarak, bulundukları yere ve neden oldukları rahatsızlıklara göre değişik belirtiler gösterirler. Hareketlerde görme, işitme gibi duyularda bozukluklar, baş ağrısı gibi belirtiler yapan urlar çoğunlukla ameliyatla alınır.

8. Bazal Ganglia

Bazal ganglia hareketin koordinasyonundan sorumludur. Globus pallidus, kaudat nükleus, subtalamik nükleus, putamen ve substantia nigra denilen yapılardan oluşur.

7. Limbik Sistem

Limbik sistem, bir uyarıya karşı gösterilen duygusal tepkiyi kontrol eder. Bu sistemin bir parçası olan hipokampusun görevi ise öğrenme ve hafıza olaylarıyla ilgilidir.

6. Talamus

Talamus çevreden gelen duyusal bilgiyi alıp bunu serebral kortekse iletir. Ayrıca serebral korteksden gelen bilgileri de omurilik ve beynin diğer kısımlarına iletir. Görevi duyusal ve motor bilgilerin birbiriyle bütünleştirilmesidir.

5. Hipotalamus



Beynin tabanında yer alan bezelye büyüklüğünde bir yapıdır. Hipotalamus, vücut ısısının düzenleyicisidir. Eğer vücut çok ısınırsa, hipotalamus bunu algılar ve derideki kılcal damarların genişlemesini ve terle ısı kaybı sayesinde vücudun soğumasını sağlar. Hipotalamus aynı zamanda hipofiz bezini kontrol eder. Duyguların, açlığın, susuzluğun düzenlenmesinde rol oynar.

4. Beyin - Omurilik Sıvısı



Araknoid ve piamater arasındaki alanı dolduran bu sıvı, meninks tarafından oluşturulur. Beyin ve omurilik bu sıvı içinde yüzer. Açık renkli, su gibi berrak olan bu sıvı yaralanmalarda bir su yastığı görevi yaparak beyni çarpma ve darbelerden korur. Ayrıca beyin ile kan arasındaki besin maddesi ile atık madde değişimini sağlar. Muhteviyatında, çok az miktarda protein, oksijen, karbondioksit, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, klor iyonları, glukoz, birkaç lökosit ve bazı organik bileşikler bulunur.

Kafatası kırıklarında koruyucu dış tabakalar zarar gördüğünde dışarı akabilir. En sık görülen burun (rinore) ve/veya kulaktan(otore) olan akmalardır.

3. Beyincik (Serebellum)

Beyin sapının hemen arka kısmında yer alan beyincik, merkezi sinir sisteminin ağırlığının yaklaşık % 10’nu oluşturur. Beyincik de iki yarım küreden oluşmuştur ve onları da saran kabuğu vardır. En önemli görevi hareket, denge ve duruşun sağlanmasıyla ilgilidir. Kulaktaki yarım daire kanallarından aldığı mesajlara göre vücudun dengesini sağlar. Vücudun duruşunu, kasların kasılma derecesini, kalbin çalışma hızını, solunum hareketlerini, damarlarının büzülüp genişlemesini, yutma, öksürme, hapşırma, kusma, tükürük salgılama gibi eylemleri, kas hareketlerinin zamanlamasını ayarlar; kısacası istemsiz hareketlerin merkezidir. Beynin özellikle hareketle ilgili bölümleri arasında işbirliği sağlar; beyincik olmadan yazma, dikiş dikme gibi özel kas hareketleri gerçekleşemez.

2. Beyin Sapı

Omurilik ile beyin arasındaki bağlantıyı sağlayan yapıdır. Beyin sapındaki bazı alanlar kan basıncı, kalp hızı ve solunum gibi hayati fonksiyonların düzenlenmesinden sorumludur.

Beyin sapındaki yapılar, omurilik soğanı (medulla oblangata), köprü (pons), retiküler formasyondur.

OMURİLİK SOĞANI(medulla oblangata, bulbus): Beyin sapının omurilikle birleşen en alt kısmına omurilik soğanı denir. Solunumun ve dolaşımın merkezidir. Solunum hareketlerini ve kalbin çalışma hızını kontrol eder. Kan damarlarının büzülüp genişlemesi, yutma, öksürme, hapşırma, kusma, tükürük salgılama gibi istemsiz hareketlerin merkezidir

KÖPRÜ (pons), omurilik soğanı ile orta beyni birleştirir ve formasyonu oluşturur.

RETİKÜLER FORMASYONun hem duyusal hem de motor fonksiyonları vardır. Serebral korteksi gelen duyusal sinirlere karşı uyarır.

ORTA BEYİN (mesencephalon), beyin sapının en kısa bölümüdür. Görme ve işitme ile bunların başlattığı reflekslerle ilgilidir. Orta beyinde substantia nigra denen geniş ve koyu renkli çekirdekler bulunur. Dopamin salgılayan bu bölgenin hasarı sonucu parkinson adı verilen hastalık oluşur.

1. Serebral Korteks (Beyin Kabuğu)



Serebrumun tüm kıvrımlarını örten serebral korteksin kalınlığı 2-6 mm arasındadır. Serebral korteksin sağ ve sol yarısı korpus kallosum denilen, kalın bir bant oluşturan sinir lifleri ile birbirine bağlanmıştır. İnsanlarda serebral korteksin yüzeyi pek çok girinti ve çıkıntıyla kaplıdır. Korteksdeki çıkıntılara girus, girintilere sulkus denir. Bu şekilde beynin yüzey alanı arttırılmıştır. Serebral korteksin görevi düşünme, istemli hareket, dil, sonuç çıkarma, algılamadır.

Beyin yarı kürelerinden her biri vücudun zıt tarafını kontrol eder. İnsanların % 90-95’inde sol beyin baskındır. Beynin sol yarısı, sağ elin kontrolü, konuşma ve yazma dili, bilimsel ve sayısal yetenek, düşünme, mantık ve çözümleme gibi motor alanlara sahiptir.

Beynin sağ yarısı ise sol elin kontrolü, görme ve hayal, müzik ve sanat yeteneği, yüzlerin ve üç boyutlu şekillerin tanınması ve idrakın tamamlanması gibi özelliklere sahip motor alanlar bulunur.

Beyin (Serebrum)

Ortalama bir erişkinin beyni 1300-1400 gramdır. Kafatası boşluğunda yer alan beyin, 100 milyar sinir hücresi (nöron) ve trilyonlarca “glia” denilen destek hücrelerinden oluşur.

Sağ yarım küre vücudun sol, sol yarım küre de vücudun sağ tarafını yönetir. Her yarım küre dört ana loba ayrılmıştır: frontal, parietal, temporal ve oksipital olmak üzere. Her lobun farklı işlevleri vardır.

Beyni koruyan yapılara gelince:
1. Kalın ve saçlı deri (skalp) ile altındaki kas ve fasya,
2. Tabula interna ve tabula eksterna adı verilen iki tabakadan oluşan kafatası, kafa kemiğinin koruyuculuk etkisini iki kat arttırmaktadır.

Beyin ve omurilik meniks denen üç zarla koruma altına alınmıştır. En dıştaki zar dura mater adını alır ve kafatası kemiklerinin iç yüzeyine tutunur. Ortadaki zar bağ dokudan oluşan araknoid zardır. En içteki zar ise beyni tamamen saran ve besleyen pia mater denen zardır.

Beyin enerjisini glukozun yıkımından sağlar. Beyin oksijensiz ya da glukozsuz kalırsa faaliyetini yitirir.

Top