warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

ağrı

Boyun, omuz, göğüs, sırt bölgesi, kollar, bacaklar… Sebebi bulunamayan, neredeyse tüm vücudu dolaşan, ruhsal gerilimle artan ve bir türlü geçmeyen ağrıların altındaki neden fibromiyalji olabilir.

Sürekliliği olan ve gezici ağrılar şeklinde kendini gösteren fibromiyalji, özellikle stres durumlarında ortaya çıkıyor. Bu yönüyle maskeli depresyon ve somatizasyon bozukluğu ile çok karıştırılan stres romatizması, mide ve bağırsak problemlerine de yol açabiliyor.

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, ‘stres romatizması’ da denilen fibromiyalji tedavisinde ağrı kesicilerin yanı sıra antidepresana da ihtiyaç duyulabildiğini söylüyor.

Posted by goncagül

Baş ağrıları toplumda ne sıklıkta görülmektedir?

Baş ağrısı toplumda en sık görülen şikâyetlerin başında gelir. Baş ağrısı şikâyeti olanların oranı toplumda yüzde 90’lara ulaşır. Tüm baş ağrılarının yüzde 90’ını ise migren ve gerilim tipi baş ağrıları oluşturur.

Baş ağrılarının kaç tipi var?

Uluslararası Baş ağrısı Derneği baş ağrılarını 14 ana grup ve yüzlerce alt grup olarak sınıflandırmıştır. Doğrudan doğruya baş ağrısı tablosuyla ortaya çıkan, başka bir hastalıkla ilişkisi olmayan baş ağrıları primer baş ağrılarıdır. Bunlar migren, gerilim tipi ve küme baş ağrılarıdır. Sekonder baş ağrıları ise yüzde 10 oranında görülen, nedeni belli bir hastalığa bağlı olarak, beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, beyin tümörleri, göz hastalıkları, sinüzit, menenjit gibi hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkan baş ağrılarıdır.

A) Migren

Baş ağrısıyla karekterize en sık karşılaşılan hastalıklardan olan migren son yıllarda çok fazla ilgi uyandırmaktadır.

1) Etiyoloji: Migrenin nedeni bilinmemektedir ancak, bazı tetkileyiciler sıkça gözlemlenmiştir.

- Hastaların çoğunun ailede migren öyküsü vardır.

Posted by goncagül

Nöropatik ağrı, periferik veya santral sinir sisteminin bir kısmının zedelenmesi, fonksiyonun bozulması veya uyarılabilirliğinin değişmesi ile ilgili bir ağrıdır. Nöropatik ağrı hasardan veya oluşan hasarın şiddetinden bağımsız olarak devam edebilir ve hatta haftalar, aylar, yıllar içinde şiddetlenebilir. Bu durum nosiseptif ağrıdan çok farklıdır çünkü nosiseptif ağrı uyaran ortadan kalktıktan sonra hızla düzelir.

Giriş
Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı (International Association for the Study of Pain/ IASP) 1994 yılında terminolojideki karışıklıkları önlemek amacıyla yeni bir tanımlama yapmıştır. Buna göre; Nöropatik ağrı, periferik veya santral sinir sisteminin bir kısmının zedelenmesi, fonksiyonun bozulması veya uyarılabilirliğinin değişmesi ile ilgili bir ağrıdır. Nöropatik ağrı hasardan veya oluşan hasarın şiddetinden bağımsız olarak devam edebilir ve hatta haftalar, aylar, yıllar içinde şiddetlenebilir. Bu durum nosiseptif ağrıdan çok farklıdır çünkü nosiseptif ağrı uyaran ortadan kalktıktan sonra hızla düzelir.

Nöropatik ağrı nedenlerini, santral ve periferik nedenler olarak ikiye ayırmak mümkündür.

Periferik nöropati nedenleri

Posted by süreyya

Ağrının hem ağrıyı çeken kişiler için hem de yakınları için kişisel, psikolojik, sosyal ve duygusal sonuçlarının olabileceği günümüzde bilinmektedir. Uzun sureli agri yakinmalarinda agri tedavisinde yetersiz kalinmasi saglik sektorunde suregelen en onemli problemlerden birisidir. Bunun sebebi etkili tedavi yontemlerinin mevcut olmamasindan ziyade, hastalarin agri tedavisi konusunda yeterli bilgilendirilmemesi ve bu konuda uzman kisilerin yardimina basvurulmamasidir.

Ağrı tedavisinde her türlü ağrılı hastanın öncelikle tanısına önem verilmekte, bunun için de çok ayrıntılı olarak hastanın yakinmalari dinlenmekte ve daha sonra da eğer gerekirse tanıyı destekleyici laboratuar görüntüleme yöntemleri ve tanıya yönelik girişimsel yöntemler uygulayarak öncelikle ağrının gerçek nedeni ortaya çıkarılmaktadir. Girisimsel yontemlerin hemen hepsi rontgen veya tomografi gibi radyolojik goruntuleme cihazlari altinda gerceklestirildigi icin tani ve tedavide basari orani cok yuksektir. Bugün gelişen tanı ve tedavi yöntemleri ile agri tedavisinde %90’ ın üzerinde başarı sağlanabilmektedir.

Vücuda destek olan sırtı önemsememek hiç doğru değil. Sırt ağrıları milyonlarca insanın ortak sorunu. Özellikle gelişmiş ülkelerde sırt sorunları önemli bir probleme dönüştü. Bunun için sırt sağlığına özen göstermeliyiz.

Yapılan bir araştırmaya göre sırt ağrılarından yakınanların yüzde 35'i için sırt ağrıları kronik bir soruna dönüşüyor. İnsanların sırtları neden ağrır? Tıp uzmanları başlıca nedenleri şöyle sıralıyorlar: Kötü duruş, incinme, stres, hamilelik, yaşlılık ve aşırı kullanma.

Duruşa dikkat

Eğer düzgün durmayı ilke edinirseniz sırt ağrılarınızın azaldığını göreceksiniz. Bir süre sonra da hiçbir şikayetiniz kalmayacak. Otururken öne doğru eğilmemeye dikkat edin. Omuzlarınız öne doğru gelmesin. Sürekli olarak omuzlarınızı geri itin ve midenizi içinize çekin. Böylece vücudun ağırlığını eşit olarak çeşitli bölgelere dağıtmış olursunuz. Sakın bacak bacak üstüne atarak oturmayın. Bu alışkanlık kan dolaşımını zorlaştırır. Eğileceğiniz zaman sırtınızı öne eğmeyin. Dizlerinizi kırarak diz çökün. Böylece sırtınıza fazla yük binmesini önlersiniz. Alışverişten dönerken, yükü bir elinizde taşımayın. İki ayrı çanta ya da torbaya eşit miktarda malzeme koyun ve öyle taşıyın. Sırtınız ve omuzlarınız arasında denge kurulmasını sağlamakla, sırt ağrısı çekmekten kurtulursunuz.

Posted by süreyya

Fibromiyalji yaygın ağrıya neden olan ve çok sık görülen bir romatizmadır. Esas olarak kasları ve kasların kemiğe yapıştığı bölgeleri etkilemektedir. Bir eklem hastalığı değildir, eklemi tutmaz ve şekil bozukluğu yapmaz. Bir çeşit iltihaplı olmayan yumuşak doku romatizmasıdır. Kadınlarda erkeklere göre 7 kat daha fazla görülür. Daha çok erişkinlerin (35-60 yaş) hastalığıdır.

Ağrı fibromiyaljinin en önemli belirtisidir. Omuz, boyun gibi tek bir bölgede olabildiği gibi yaygın olarak da hissedilebilir. Fibromiyalji ağrısı hastalar tarafından yanma, acıma, hassasiyet, karıncalanma, üşüme ya da kemirici ağrı gibi değişik şekillerde tarif edilebilir. Ağrıya el ve ayaklarda şişlik hissi eşlik edebilir. Ağrı gün içinde, hava şartlarına, uyku bozuklukları ve strese bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ağrı, bazen vücudun bir yarısında daha yoğun hissedilebilir.

Çoğunlukla genel fizik muayene normal ve hastalar sağlıklı görünümde olsa da kasların ayrıntılı muayenesi ile belli noktalarda bu hastalık için tipik hassas noktalar bulunur.

Posted by süreyya

Abdominal Ağrılı Hastaya Yaklaşım

Gelen hastaların % 5’inde abdominal ağrı şikayeti vardır. Bu hastaların % 15-20’sinde cerrahi girişim gerekmektedir. Bunların içinde % 40 hasta sebebi bilinmeyen abdominal ağrı tanısı konularak yollanmıştır. % 7 abdominal ağrılı hastaya gastroenterit tanısı konmuştur. Abdominal ağrılı hastaların diğer yaygın 4 tanısı ise pelvikenflamatuar hastalık (PID), idrar yolu enfeksiyonu, nefrolityasis ve apandisittir (5-15 yaşlarda en sık).

Ayırıcı tanı yapabilmek için abdominal ağrının kaynakları bilinmelidir. Viseral ağrı, solid veya içi boş viskustan orijin alıp lokalize edilemeyen kramp tarzında ağrıdır. Somatik ağrı, parietal peritondan gelişerek keskin ve iyi lokalize edilebilen bir ağrıdır. Hastalığın erken evresinde, genellikle viseral ağrı duyulabilir; fakat hastalık ilerledikçe, yanındaki periton irrite olabilir ve ağrı daha lokalize olabilir. Yansıyan ağrı ise hastalığın olduğu yerin uzağında ağrının hissedilmesidir ve yapıların embriyolojik orijinleri ile ilgilidir. Örnek olarak diyafram C3-5 tarafından innerve edilir ve irritasyonu o dermatomlarda (örneğin omuzda) hissedilebilir..

Hastanın anamnezi

Posted by Arif

Ağrı gözden kaçırılamayacak bir belirtidir, ama öyle olabilir ki, ağrı duysa bile ondan yakınamıyordur. Eğer böyleyse, ne zaman ve ne derece acı çektiğini kestiremiyeceksiniz. Hastalık, yalnızca ağrı algısını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda ağrı uyaranına verilen tepkiyi de değiştirir. Bu nedenle, küçük bir ağrı bile bazan aşırı bir tepki uyandırabilir.

DUYARLILIĞI DEĞİŞMİŞ DURUMDADIR.

Bu nedenle, hiç ağrısı yokken yakınması ya da kemiği kırılmasına karşın ağzını bile açmaması gibi aykırı durumlar, hiç te olağan dışı değildir. Ağrı eşiği o kadar yüksek olabilir ki, kemiğini kırdığının farkına bile varmayabilir.

BEDENİNİN DİLİNDEN ANLAMAYI ÖĞRENMELİSİNİZ.

Posted by Arif

Ağrı ve ağrılı olaylar, hekime başvuru nedenleri arasında hemen ilk sırayı alan yakınmalardır. Analjezik ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİ) ise antibiyotiklerden sonra en sık reçete edilen ilaçlardandır. Artritler ve ilaç kullanımı ise tüm çabalara ve bilimsel aşamalara karşın hata yapma ve seçimde güçlük çekilen bir konu olup modern yaklaşımlar çok sık değişmektedir.

Sorunun büyüklüğünü tanımlamak için dünya çapındaki istatistiklere bakmak yararlı olabilir. Sık görülen artritler olan osteoartritin prevalansı %10-20, romatoid artritin ise %1-2 olup bu hastaların en az yarısı NSAİ kullanmaktadır. Toplumda NSAİ kullanım prevalansı ise %5 olarak hesaplanmaktadır.

Analjezik ilaçlar:

a. Opioidler (narkotikler)

b. Adjuvan analjezikler

c. Nonopioid analjezikler (narkotik olmayan analjezikler):

i. Parasetamol ve Aspirin

ii. NSAİ şeklinde özetle sınıflayabiliriz.


Son yorumlar