İnsan

İnsan

Dünyaya gözünü açan her bir canlı, türünün bütün özellik ve yeteneklerine sahiptir. Her canlı türünün bulunduğu ekosistemde belirli bir görevi vardır. Bir canlı türünün bütün üyeleri programlı bir şekilde bu görevi yerine getirir. Yıllarca sürecek bir eğitimle kazanılabilecek pek çok özellik daha dünyaya gelirken canlılara verilmiştir. Mesela bir sivrisinek dünyaya gelir gelmez bitki öz suları veya kanla nasıl besleneceğini bilir. Canlı türlerinin ekosistemdeki yerleri ve görevleri sabittir, değişmez.

Ancak aciz bir varlık olarak dünyaya gelen insanın her bir bireyi diğer canlıların bir türü gibidir. Çünkü insan daha anne karnında iken öğrenmeye başlar ve öğrendiklerini değerlendirerek kendine özel davranışlar geliştirir. Yaşadığı ortamı kendi arzuları doğrultusunda etkilemek ve değiştirmek ister. Geçmişten elem ve gelecekten endişe duyar. İçinde bulunduğu ekosistemi etkileyerek değiştirebilen tek varlık insandır. Arzuları içinde yaşadığı dünyaya sığmayacak kadar geniştir. Merakları Güneş sistemimizi, geçmiş ve geleceği aşacak kadar büyüktür. Kontrolsüz olduğunda tahrip gücü bütün canlılardan fazladır. Yaşadığı ekosistemdeki konumu kendi istekleri doğrultusunda değiştirir. Ortaya koyduğu kişiliği ile insanlar arasında okyanusların tabanından dağların zirvelerine kadar mertebe farklılıkları bulunabilir. Bütün diğer canlı türlerini kendi hizmetinde kullanmaya çalışır. Elbette bu sadece beslenme amaçlı değildir. Fiziki olarak zayıf olmasına rağmen akıl, ruh ve vicdan yönüyle insan çok büyük yetenek ve farklılıklara sahiptir.

Yeryüzünde yaşayan pek çok bitki ve hayvan türü vardır. Bir canlı türünün yüzyıllar öncesindeki bireylerinin davranışları, fonksiyonları ve bulunduğu nokta ne ise günümüzde de aynı şekildedir. Onda hiçbir farklılık göremezsiniz. Ama insan her dönemde bir adım daha ilerlemiştir. Bulunduğu konumunu sürekli olarak değiştirmiştir.

Bu durumda her insanı ayrı bir tür (nev, species) gibi değerlendirmek, bu ölçüde eğitim vermek gerekir. Bu nedenle kasten bir insanı öldüren bütün canlıları öldürmüş gibidir.

Bu gün balina veya fok gibi bazı canlı türlerini korumayı hedefleyen bir çok kurum ve kuruluşlar vardır. Bunlar elbette ki yaşadığımız biyosfer için çok faydalı çalışmalardır. Ancak nesli tükenmekte olan bir hayvanın neslini kurtarmak kadar, dünya üzerindeki yaşayan her bir insanın hayatı da önemlidir. Öyle ki, belki bir insanın hayatı bir başka canlının türü kadar önemlidir. Dünyaya gelen her bir insan eşit yaşama hakkına sahiptir. Bu amaçla dünyamızda kasırgaların, tsunamilerin, DEPREMLERİN, savaşların, açlık ve fakirliğin bulunduğu bölgelere bütün insanların samimi bir şekilde yardım elini uzatmaları gerekmektedir. Bütün insanlar ortak bir ekosistemi paylaşmaktadır ve bu güzellikte ikinci bir ekosistemi bulacağımız meçhuldür. Unutmamalıyız ki, ekosistemin küçük bir bölgesinde dahi bu tür sıkıntılar yaşansa, küreselleşen dünyada az yada çok her insanı etkiler.

Hikmet Tozkoparan
Özel Samanyolu Lisesi Biyoloji Öğretmeni
Top