warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

boyun lenf bezlerinin şişmesi

Posted by Arif

BOYUN KİTLELERİNDE AYIRICI TANI
Yard. Doç. Dr. Hakan COŞKUN

Boyun kitlelerinin ayırıcı tanısı çok geniş bir hastalıklar spektrumunun tanısı ve tedavisi konusunda detaylı bir bilgi sahibi olmayı gerektirir. Boyunda kitle ile başvuran hastalara tanısal yaklaşımda amaç mümkün olduğu kadar çabuk ve doğru bir tanıya ulaşmak ve bunu yaparken de hastaya zarar vermemektir.

Ülkemizde ne yazık ki boyun kitlelerine yaklaşım konusunda birçok yanlış uygulamalar vardır. Bu hastalar KBB hekimlerine genellikle metastatik yassı epitel hücreli karsinoma tanılı bir biopsi raporu ile başvururlar. Yurtdışında çok uzun yıllar önce terkedilen ‘boyun kitlesinden hemen biopsi alma’ alışkanlığı maalesef ülkemizde halen çok yaygındır. Gene çok sık yapılan bir başka yanlış, boyunda kitle ile başvuran hastalara haftalar süren antibiyoterapiler verilmesi, aradan birkaç ay geçtikten sonra kitlenin kaybolmaması ve sıklıkla da büyümesi üzerine (neredeyse iş işten geçtikten sonra) hastanın KBB hekimine refere edilmesidir.

Oysa boyunda kitle yakınması ile başvuran hastalar ilk olarak KBB hekimine refere edilmeli, bu hastaların ayrıntılı baş-boyun muayenesi, ileri tetkikleri, İİAB ve gerekirse açık biopsileri tamamlandıktan sonra, başka disiplinleri ilgilendiren bir hastalıkları varsa, KBB hekimi tarafından yönlendirilmeleri yapılmalıdır. Bu yaklaşımın gerekliliği şu nedenlere dayanır:

Boyun kitleleri ve boyunun her iki tarafında ani olarak beliren şişlikler hastaları endişeli bir şekilde doktora götüren nedenlerin başında gelir.

Hemen hemen hastaların hepsi kanser gibi kötü bir hastalık düşüncesi ile doktora başvururlar. Hatta bu tür hastalara genellikle gereksiz pek çok tetkik de yapılır. Şu bir gerçektir ki, boyun şişliği karşısında telaşlanan hasta kendisine ne söylenirse yerine getirecek durumdadır. Aslında bu kadar gereksiz tahlil ve tetkike hiç gerek yoktur. Zira boyun kitlesinin nedenine yönelik yapılacak muayene ve yaklaşım hem hastayı rahatlatacaktır, hem de zaman kaybının ve maddi kayıpların önüne geçecektir. Alman Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, hastaların “acaba kanser mi oldum” telaşına kapılmasına yol açan boyun kitleleri ve sebepleri hakkında şu bilgileri verdi:

Boyunda Kitle Ne Demektir: Boyun üstte çene, altta da köprücük kemiklerine kadar olan kısımdır. Bu bölge de çok sayıda lenf bezi bulunur. Bu lenf bezleri normalde dıştan görülmez ve elle hissedilmezler. Ancak iltihap, tümör gibi durumlarda büyürler ve gözükür hale gelirler. Boyunda kitle tabiri bu lenf bezlerinin büyümesi, ya da boyundaki lenf bezi dışındaki organların iltihabı, tümörü ve kistlerine bağlı olarak gelişen, dıştan görülebilen veya doktorun elle muayenesinde ortaya çıkan şişliklere denir.

Boyunda Kitle Neden Oluşur: Boyunda kitle oluşmasının en sık sebebi lenf bezlerinin iltihap ya da tümöre bağlı olarak büyümesidir. Lenf bezleri çevre dokulardaki hastalıklar sonucu kolayca büyürler. Cilt, ağız içi, dil, bademcik, boğaz, burun, geniz bölgesi, kulak, gırtlak, akciğerler hatta bazen mide ile ilgili rahatsızlıklar boyundaki lenf bezlerinde büyümeye yol açarlar. Tüm vücuttaki lenf bezlerinin üçte biri boyunda bulunur. Boyunda kitle oluşturacak hastalıklar olarak lenf bezleri dışında tükrük bezleri, tiroid bezi, gırtlak, kas dokusu ve diğer dokulara ait kistler ve tümörler ile bazı doğuştan gelen problemlerin sonradan ortaya çıkmasına bağlı hastalıklar da boyunda kitle yapabilir.

Posted by süreyya

Boyundaki derin ve yüzeyel fasyalar arasında yer alan tonsiler, submandibuler, submental, oksipital, yüzeyel ve derin juguler, nukkal, spinal aksesuar ve transvers servikal lenf bezlerinin enfeksiyonudur. Etkenler genellikle viruslar, S. aureus, grup A streptokok, diğer streptokoklar, anaerob bakteriler, Bartonella henseleae, atipik mikobakteriler ve Gram negatif basillerdir. Akut bilateral adenitler daha çok viruslara ve grup A streptokoka, akut tek taraflı adenitler S. aureus, grup A streptokok, anaerob bakteriler ve viruslara, subakut ve kronik adenitler ise atipik mikobakteriler, tüberküloz, toksoplazmozis ve kedi tırmığı hastalığı (Bartonella henseleae)’na bağlıdır. Nadiren M. tuberculosis, mantarlar, T. gondii, F. tularencis, Y. pestis, HIV ve C. diphtheriae da etken olarak karşımıza çıkabilir. Mikroorganizmalar genellikle üst solunum yolu, tonsiller ve dişlerden veya travma yolu ile, nadiren kan yolu ile lenf bezlerine gelir.


Son yorumlar