Bilinç ve bilinçdışı (bilinçaltı) nedir? Nasıl çalışır?

Bilinç ve bilinçdışı (bilinçaltı) nedir? Nasıl çalışır?



Bilincin, bilinçli zihin ve bilinçdışı zihin olmak üzere iki fonksiyonu vardır. Bilinçli zihin, kişinin kendi kendisinin ve çevresinin farkında olan yanıdır. Bilinçdışı zihin ise aklının haberdar olmadığı bölümüdür. Bilinç, düşünceyi farkında olarak kullanmaktır. Zihinsel hayat, onda dokuzu denizin altında olan bir buzdağına benzer. Düşüncenin küçük bir bölümünü bilinçli olarak kullanıyoruz. Bilinç, uyanık olduğumuz zaman çalışmaktadır. Bilinçdışı ise her zaman işbaşındadır. Bilinçdışı zihin vücut fonksiyonlarını otomatik düzenler. Bu yüzden biz bilinçdışı zihnimize güvenerek rahat rahat uyuruz.

Bilinçli zihin, kararlan verir, düşünür, analiz eder ve yön verir. Bu zihin bir ışıldak gibi aklın ışığını saçar. Bilinçli dikkatimizi aynı anda 5 ile 9 parça konuya ancak verebiliriz. Oysa bilinçdışının çok daha fazla etki alanı vardır. Yürüme, koşma, yüzme, konuşma, yazma gibi işlemleri yaparken hangi kas grubumuzu hareket ettireceğimizi düşünsek işimiz ne kadar zor olurdu. Bu faaliyetlerin hepsi bilinçdışı tarafından yönetilir. Öğrenme ve her türlü değişim önce bilinç dışında başlar. Davranışlarımızın büyük bölümü bilinçdışımızın kontrolü altındadır.

İşlerimizin çoğunu farkındalık alanımızın dışında yürütürüz. Aynı anda çok sayıda faaliyet yapabiliriz. Araba kullanırken, yanımızdaki arkadaşımızla konuşabiliriz, televizyon izlerken yemek yiyebiliriz, yazı yazarken konuşabiliriz... Bu faaliyetlerin çoğu otomatik bir sırayı izlerler. Bunlara dikkat etmeye ve bilinç alanına almaya gerek yoktur.

Yaptığımız işlerin çoğunun bilinçaltında gerçekleşmesinin insan için önemi büyüktür. Bu şekilde kişi bilincini önemli işler için saklamış olur. Önemli düşünceler, önemli kararlar ve aktif dikkat isteyen işler uyanık olmayı gerektirir. Bunun için bilinç alanı fazla dolu olmamalı. Hangi tecrübelerin süzüleceğini, hangi konuların açıklanması gerektiğini ve bilinç alanının sınırlarının çizilmesini tayin eden akıldır.

Beyin gücünün artırılması için öncelikle bilinç ile bilinçdışı arasında bir denge kurulmalıdır. Batı kültüründe bilinçli zihne fazla değer yüklenir. Fakat insanoğlu bilinçli olarak dünyayı denetleyecek güçte değildir. Bilinçli zihnin sırlarının farkına varmamız gerekir. Bilinçli zihin, ata gideceği yönü gösteren fakat attığı her adımı söylemeyen binici gibidir. Bu atın rehberliğe ihtiyacı vardır ve o rehberde bilinçdışımızdır.

Bilinçdışı zihin, bilincin inandığı emirleri gönüllü bir hizmetçi gibi uygular. Bu bakımdan doğru ve tutarlı emirler vermek lazım. Bunun için olumlu düşünme sanatını çok iyi bilmeliyiz. Çünkü verdiğimiz her emir ve inancımız bilinç altına kaydolur. Bilinçaltı bu emirleri olduğu gibi kayıt yapar. Bu emirler, inançlar ve düşünceler bilinçaltının hafıza sistemine olduğu gibi kaydolur ve bilinçaltının bir parçası haline gelir. Bu bakımdan güvenmediğimiz, bize faydası dokunmayan şeyleri bilinçdışına kaydetmemek lazım. Bunlar zamanla bir tortu oluşturarak beyin gücünün verimini büyük oranda düşürür. Bir insanı sevmiyorsanız bunun sebebi daha önceleri bilinçaltına gönderdiğiniz bu kişi ile ilgili nefretin bilgisidir. Bu türlü bilgiler bilinçli zihin onları değiştirmediği müddetçe bilinçaltında kalır.

Çoğu insan bilinçdışı zihnini kullanmasını bilmiyor. Öncelikle bilinçdışı zihni tanımamız gerekir. Sonra da onu birikmiş tortutardan temizlemeliyiz. Bilinçdışı zihni tanıyarak kullanmak beyin gücünü çok fazla artırır. Bilinçdışı zihin, her şeyi bilir ve her isteğimizi yerine getirir. Ona gönderdiğimiz her teklifi uygulama alanına sokar. Bu süreç de kişiyi mutluluğa götürür.
Top