warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Diyabet

Harvard Üniversitesinde 10 kişilik ekibiyle kendi laboratuvarında şişmanlık ve diyabetin moleküler ve genetik mekanizmaları üzerinde çalışan 33 yaşındaki Asistan Prof. Dr. Umut Özcan, dünyanın en önemli bilim dergilerinden Nature Medicine'de yayımlanan yeni çalışmalarında, hem obez ve tip 2 diyabetli, hem de tip 1 diyabetli farelerin karaciğerlerinde 'XBP1' genini genetik bir yöntem ile artırdıklarında, kan şekerlerinin normale döndüğünü gördüklerini belirtti.

Özcan, dünyanın en önemli bilim dergilerinden Nature Medicine'de 13 Şubatta yayımlanan çalışması hakkında bilgi vererek, önceden yaptığı çalışmalarda şişmanlıkta artan endoplazmik retikulum stresinin diyabete (şeker hastalığı) neden olduğunu gösterdiğini anımsattı.

Uzmanlar, yaklaşan Ramazan Bayramı nedeniyle diyabet hastaları ve gizli diyabet riski taşıyanları şekerli besinler konusunda uyarıyor.

Ramazan Bayramı, belki de en çok diyabet hastalarını zorluyor. Şeker, çikolata ve çeşitli tatlıların bol yendiği bu bayramda diyabet hastalarının daha fazla özen göstermesi ve daha dikkatli davranması gerekiyor.

Bayramda yenen tatlı yiyeceklerin diyabet hastaları için ciddi tehlike yarattığını belirten Dr. Barış Mutluer, diyabetin, karbonhidratlar başta olmak üzere protein ve yağ ile ilişkili bir metabolizma hastalığı olduğunu hatırlatıyor.

"Kan şekerinin sürekli yüksek olması diyabet hastalığını belirleyen en önemli özelliktir. Bu hastalıktaki ana metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glikozun hücrelerin içine girememesinden kaynaklanır" diyen Dr. Mutluer, şöyle konuşuyor:

Ayak parmak aralarında mantar olan diyabetlilere, yara açılmasına neden olabileceği için parmak arası terlik giymemeleri önerildi.

Memorial Antalya Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Dr. Mehmet Demircioğlu, ayak parmak aralarında mantar olan diyabetlilere, yara açılmasına neden olabileceği için parmak arası terlik giymemeleri önerisinde bulundu.

Demircioğlu yaptığı yazılı açıklamada, sıcak havalarda kronik hastalıkları olan risk gruplarının dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi, diyabet hastalarına önerilerde bulundu. Normalde cilt kan akım hızının dakikada 200-250 ml iken aşırı sıcak ortamda 7-8 kat artabildiğine işaret eden Demircioğlu, kan akımı artışının dolaşım sisteminin ve kalbin iş yükünü artırdığını kaydetti.

Tip1 diyabetin gençlik çağında başladığını söyleyen Dr. Serdar Savaş, "Diyabet, şeker hastası bireylerin birbiriyle evlenmesine bağlı. Eğer evlenen kişilerde yatkınlıklar varsa, sekiz kuşak aktarılabiliyor" diyor.

Diyabet 2020 Vizyon ve Hedefler Projesi Politika Geliştirme Danışmanı ve Genetik Tıp Uzmanı Dr. Serdar Savaş, genetik faktörler ve yaşam tarzının diyabetteki etkisini anlattı.

Diyabette genetik, yaşam üzerinde ne kadar etkili?
Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetin iki türü vardır. Bunlardan birincisi Tip1 diyabet olup bu hastalıkta vücut, kan şekerini düşüren insülin hormonunu üretememektedir. Diyabet vakalarının yüzde 5'ini oluşturan Tip1 diyabet, genellikle çocukluk veya gençlik çağında başlar. Bu hastalığın ortaya çıkmasında genetik yatkınlık üzerine bazı enfeksiyonların tetikleyici olduğu düşünülmektedir. Tip2 diyabette ise vücudun insüline karşı direnci nedeniyle kan şekeri yüksektir. Genellikle 40'lı yaşlar ve sonrasında ortaya çıkar. Genetik bir yatkınlık zemini üzerinde olumsuz yaşam tarzı özelliklerinden kaynaklanır. Özellikle Tip2 diyabetin sıklığı tüm dünyada hızla artıyor.

Uzmanlar uyarıyor, tedavi edilmeyen diyabetik ayak enfeksiyonları uzuv kayıplarına ve ölümlere neden olabiliyor.

Pensilvanya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Warren Joseph, bir ilaç firması tarafından Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde düzenlenen konferansta “Diyabetik Ayak Enfeksiyonları” konusunda sunum yaptı.

Başka bir rahatsızlığı olan diyabet hastalarında tedavi edilmeyen diyabetik ayak enfeksiyonlarında ölüm oranının yüzde 50 olduğunu vurgulayan Joseph, enfeksiyonun önlenmesi ve tedavisinde eğitimin büyük önem taşıdığına dikkati çekti.

DİYABET HASTALARI KAN ŞEKERLERİNİ İYİ AYARLAMALI

Diyabetik ayak enfeksiyonlarının erken safhada pek ciddiye alınmadığını, fakat doğurduğu sonuçlar bakımından ciddi sorunlar oluşturduğunu ifade eden Joseph, şunları söyledi:

“Tedavi edilmeyen diyabetik ayak enfeksiyonları uzuv kayıplarına, hatta ölümlere neden olabiliyor. Öncelikle diyabet hastaları kan şekerlerini iyi ayarlamalı. Ayak bakımlarını iyi yapmaları, dar ayakkabı giymemeleri, ayakları için iyi bir nemlendirici krem kullanmaları gerekmektedir.

Türk bilim adamı Salih Şanlıoğlu ve ekibinin, şeker hastalarının birkaç yıl bile olsa insülin enjeksiyonu olmadan yaşamalarına olanak sağlayan “adacık nakli”ni gen tedavisiyle geliştiren ve sıçanlarda bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanmadan başarıya ulaşmasını sağlayan araştırması, ABD'de yayımlanan Human Gene Therapy dergisine kapak oldu.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Gen Tedavi Ünitesi Başkanı Prof. Dr. Salih Şanlıoğlu ve ekibi, dünyada yaklaşık 250 milyon diyabetli hastanın 25 milyonunu oluşturan insüline bağımlı (Tip 1) diyabet hastasının birkaç yıl da olsa insülin enjeksiyonsuz yaşamalarına olanak sağlayan “adacık nakli”nin, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanmadan başarıya ulaşması için deneysel gen ve hücre tedavi metodu geliştirdi.

İnsüline bağımlı şeker hastaları için ümit vaad eden TÜBİTAK destekli araştırma, ABD'de yayımlanan Human Gene Therapy dergisinin ekim ayı sayısına kapak oldu.

Prof. Dr. Şanlıoğlu, yüksek kan şekeri seviyesini normal düzeye indirmek için insülin bağımlı şeker hastalığının tedavisinde standart rutin uygulama olarak hastalara günlük kan şeker düzeyi takibi ve periyodik insülin enjeksiyonu önerildiğini vurguladı.

Posted by süreyya

DİYABET İLAÇLARI

Tip I diyabeti olan herkesin insülin kullanması gerekir. Bunun nedeni pankreasınızın yeterli miktarda insülin üretmemesidir.

İnsülin reseptörlerinizi açmak ve kandaki şekerin hücrelerinizin içine girip enerji üretmesini sağlamak için daha fazla insüline ihtiyaç vardır.

İnsülin, hap ya da tablet şeklinde kullanılamaz. İnsülin bir enjektörle cilt altına enjekte edilmek üzere sıvı halde bulunmaktadır. İnsülin enjeksiyonu sanıldığı kadar zor değildir. İnsülin iğnesi çok incedir ve enjeksiyon esnasında canınızı yakmaz. Tip I diyabeti olduğunu öğrenen pek çok insan iğneden ve enjeksiyondan korkar ancak kısa zaman sonra kendi kendine insülin enjeksiyonu yapmanın aslında çok kolay ve ağrısız bir işlem olduğu anlaşılır.

Gerçekte problemi yaratan enjeksiyonu yapma düşüncesidir, ancak bir kez öğrendiğinizde bunun bir sorun
olmadığını göreceksiniz. İnsülinin hayat kurtaran bir ilaç olduğunu ve aslında kendinize enjeksiyon yapmakla daha sağlıklı bir yaşam sürmek için gerekli olanı yaptığınızı hatırlamanız bu fikre alışmanızı kolaylaştırabilir.

İNSÜLİN VÜCUTTA NASIL ÇALIŞIR ?

Posted by süreyya

* Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline
dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler
günlük protein, karbonhidrat, yağ ve enerji ihtiyacınızı
karşılayacaktır.

* Bu diyeti uygularken öğün atlamadan, az ve sık yiyerek kan şekerinizin daha kolay kontrol altına alınmasını sağlarsınız. Önerilen menüdeki yiyeceklerin yerlerini az ve sık yemek koşulu ile değiştirebilirsiniz.

* Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:

Diyetinizi yaparken şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, dondurma, çikolata, pasta, kek, meşrubat gibi şekerli gıdalardan kaçınınız.

Yiyeceklerinizin az yağlı ve sıvı yağ ile pişirilmesine özen gösteriniz. Yağda yapıldığı için kızartmaları yemeyiniz.

Tavuk, balık ve hindi gibi beyaz etleri kırmızı ete tercih ediniz. Etlerin görünür yağlarını çıkarınız.

Çok fazla içeren kaymak, krema gibi besinleri mümkün
olduğu kadar yemeyiniz.

Kepekli ekmek, sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi
posadan zengin gıdaları diyetinizde sıkça bulundurunuz.

Alışverişinizde diyet ürünlerini tercih ediniz.

Egzersiz programınız ve diyetle ilgili sorunlarınız için
diyetesyeninize ve doktorunuza başvurunuz.

Posted by süreyya

* Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline
dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler
günlük protein, karbonhidrat, yağ ve enerji ihtiyacınızı
karşılayacaktır.

* Bu diyeti uygularken öğün atlamadan, az ve sık yiyerek kan şekerinizin daha kolay kontrol altına alınmasını sağlarsınız. Önerilen menüdeki yiyeceklerin yerlerini az ve sık yemek koşulu ile değiştirebilirsiniz.

* Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:

Diyetinizi yaparken şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, dondurma, çikolata, pasta, kek, meşrubat gibi şekerli gıdalardan kaçınınız.

Yiyeceklerinizin az yağlı ve sıvı yağ ile pişirilmesine özen gösteriniz. Yağda yapıldığı için kızartmaları yemeyiniz.

Tavuk, balık ve hindi gibi beyaz etleri kırmızı ete tercih ediniz. Etlerin görünür yağlarını çıkarınız.

Çok fazla içeren kaymak, krema gibi besinleri mümkün
olduğu kadar yemeyiniz.

Kepekli ekmek, sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi
posadan zengin gıdaları diyetinizde sıkça bulundurunuz.

Alışverişinizde diyet ürünlerini tercih ediniz.

Egzersiz programınız ve diyetle ilgili sorunlarınız için
diyetesyeninize ve doktorunuza başvurunuz.

Posted by süreyya

* Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline
dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler
günlük protein, karbonhidrat, yağ ve enerji ihtiyacınızı
karşılayacaktır.

* Bu diyeti uygularken öğün atlamadan, az ve sık yiyerek kan şekerinizin daha kolay kontrol altına alınmasını sağlarsınız. Önerilen menüdeki yiyeceklerin yerlerini az ve sık yemek koşulu ile değiştirebilirsiniz.

* Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:

Diyetinizi yaparken şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, dondurma, çikolata, pasta, kek, meşrubat gibi şekerli gıdalardan kaçınınız.

Yiyeceklerinizin az yağlı ve sıvı yağ ile pişirilmesine özen gösteriniz. Yağda yapıldığı için kızartmaları yemeyiniz.

Tavuk, balık ve hindi gibi beyaz etleri kırmızı ete tercih ediniz. Etlerin görünür yağlarını çıkarınız.

Çok fazla içeren kaymak, krema gibi besinleri mümkün
olduğu kadar yemeyiniz.

Kepekli ekmek, sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi
posadan zengin gıdaları diyetinizde sıkça bulundurunuz.

Alışverişinizde diyet ürünlerini tercih ediniz.

Egzersiz programınız ve diyetle ilgili sorunlarınız için
diyetesyeninize ve doktorunuza başvurunuz.

Posted by süreyya

* Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline
dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler
günlük protein, karbonhidrat, yağ ve enerji ihtiyacınızı
karşılayacaktır.

* Bu diyeti uygularken öğün atlamadan, az ve sık yiyerek kan şekerinizin daha kolay kontrol altına alınmasını sağlarsınız. Önerilen menüdeki yiyeceklerin yerlerini az ve sık yemek koşulu ile değiştirebilirsiniz.

* Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:

Diyetinizi yaparken şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, dondurma, çikolata, pasta, kek, meşrubat gibi şekerli gıdalardan kaçınınız.

Yiyeceklerinizin az yağlı ve sıvı yağ ile pişirilmesine özen gösteriniz. Yağda yapıldığı için kızartmaları yemeyiniz.

Tavuk, balık ve hindi gibi beyaz etleri kırmızı ete tercih ediniz. Etlerin görünür yağlarını çıkarınız.

Çok fazla içeren kaymak, krema gibi besinleri mümkün
olduğu kadar yemeyiniz.

Kepekli ekmek, sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi
posadan zengin gıdaları diyetinizde sıkça bulundurunuz.

Alışverişinizde diyet ürünlerini tercih ediniz.

Egzersiz programınız ve diyetle ilgili sorunlarınız için
diyetesyeninize ve doktorunuza başvurunuz.

Posted by süreyya

* Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline
dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler
günlük protein, karbonhidrat, yağ ve enerji ihtiyacınızı
karşılayacaktır.

* Bu diyeti uygularken öğün atlamadan, az ve sık yiyerek kan şekerinizin daha kolay kontrol altına alınmasını sağlarsınız. Önerilen menüdeki yiyeceklerin yerlerini az ve sık yemek koşulu ile değiştirebilirsiniz.

* Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:

Diyetinizi yaparken şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, dondurma, çikolata, pasta, kek, meşrubat gibi şekerli gıdalardan kaçınınız.

Yiyeceklerinizin az yağlı ve sıvı yağ ile pişirilmesine özen gösteriniz. Yağda yapıldığı için kızartmaları yemeyiniz.

Tavuk, balık ve hindi gibi beyaz etleri kırmızı ete tercih ediniz. Etlerin görünür yağlarını çıkarınız.

Çok fazla içeren kaymak, krema gibi besinleri mümkün
olduğu kadar yemeyiniz.

Kepekli ekmek, sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi
posadan zengin gıdaları diyetinizde sıkça bulundurunuz.

Alışverişinizde diyet ürünlerini tercih ediniz.

Egzersiz programınız ve diyetle ilgili sorunlarınız için
diyetesyeninize ve doktorunuza başvurunuz.

Posted by süreyya

Eğer şeker hastasıysanız, ayak sorunları yönünden özel risk taşımaktasınız. şeker hastası olmayanlarda nadiren sorun yaratan yaralar, deride su toplanması, nasır ve diğer durumlar, şeker hastalarında hızla ciddi tıbbi sorunların oluşmasına yol açabilir. Sonuçta enfeksiyon ya da kangren gelişebilir ve ağır yakalarda ayak ya da bacağın kesilmesi gerekebilir.

Aşağıda genel hatlarıyla anlatılan muhtemel komplikasyonların belirtileri konusunda uyanık olun ve bunlardan biri ortaya çıkarsa hemen doktorunuza başvurun. Bununla birlikte, insüline bağımlı şeker hastalığının ilk on yılında ayak sorunlarının ortaya çıkma olasılığı düşüktür.

Dolaşım Bozulduğu

Uzun süredir şeker hastası olanlarda sık olarak bacağın küçük kan damarlarında dolaşım sorunları ortaya çıkar. Bu eğilim, 40 yaşın üstündeki şeker hastalarında kangren görülme sıklığının neden normal

nüfustan çok daha fazla olduğunu açıklamaya yardımcı olur.

Dolaşım azalması ayaklarda soğumaya ve mordan koyu kırmızıya kadar değişen bir renk değişikliğine neden olabilir.

Diabetik Nöropati

Posted by süreyya

Şeker hastalığı (diabet) nedir?

Diyabet kronik, pankreasın yetersiz veya hiç insülin üretmemesine bağlı, şeker yüksekliğiyle seyreden bir hastalıktır. İnsülin, şekerin enerji olarak kullanılabilmesi için hücreye girmesini sağlamakta gerekli bir hormondur. İnsülin miktarının veya etkinliğinin azalmasına bağlı olarak kan şekeri yükselir.

(Hiperglisemi) Bu durum uzun dönemde birçok doku ve organlarda hasara yol açar. Diyabetin iki önemli ve belirgin tipi vardır:

Tip 1 diyabet
Tip 1 diyabet otoimmün mekanizmalara bağlı olarak insülinin pankreasta hiç üretilmediği ya da çok az üretildiği tiptir. İnsülin vücutta hiç bulunmadığından, diyabet ancak insülin enjeksiyonu veya pompayla tedavi edilebilir. Ayrıca tip 1 diyabete juvenil diyabet de denir. Genellikle çocuk yada genç erişkin çağda ortaya çıkar.

Tip 2 diyabet

Cambridge Üniversitesi ekibi tarafından yürütülen araştırma, kan şekeri ile kalp hastalıkları arasında bugüne kadarki en sağlam ve güvenilir bağlantıyı ortaya koyan çalışma olarak değerlendiriliyor.

5 araştırmanın sonuçlarının havuzda toplanıp değerlendirildiği çalışmaya göre, kan şekeri seviyesini düşük tutmak kişiye kalp krizinden yüzde 18, kalp damar hastalıklarından da yüzde 15 oranında fazla koruma sağlıyor.

Söz konusu avantaja standart diyabet tedavisi değil standart tedaviye oranla daha yoğun ve etkin diyabet tedavisi görenlerin sahip olduğuna dikkati çeken araştırmanın ''yoğun tedavi sırasında kullanılan ilaçlar mı yoksa bir miktar yüksek şeker mi tercih edilmeli'' sorusuna net olarak yanıt verdiği belirtiliyor.

Diyabet hastalarının şeker hastası olmayanlara göre kalp hastalıkları konusunda dezavantajlı olduğu ifade edilen açıklamada, bunun önüne geçilebilmesi için kandaki şeker düzeyinin istikrarlı şekilde standart tedavilerde öngörülen düzeyin altında tutulmasının yararlı olduğu kaydediliyor.

Şeker hastalarının, kandaki glikoz oranları kadar kolesterol seviyelerini de sürekli kontrol altında tutması gerekiyor.

Posted by süreyya

Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus), vücudumuzda insülin hormonunun hiç üretilememesine, vücudun ihtiyacını karşılayacak kadar üretilememesi, ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıkar.

Diabet ( şeker hastalığı) kronik bir hastalık olup hayat boyu tedavi gerektirir. En basit teşhis bir damla kan ile yapılabilen açlık kan şekeri ölçümüdür.

Aşağıdakilerden en az bir tanesi varsa şeker hastalığı(Diabetes Mellitus) teşhisi konulur.

Açlık kan şekeri 126 mg/dl veya üzerinde ise,

Herhangi bir saatte bakılan kan şekeri 200 mg/dl veya daha fazla ve beraberinde çok su içme, çok idrara çıkma veya açıklanamayan kilo kaybı varsa,

75 gr glukoz içerek yapılan şeker yüklemesinden iki saat sonra kan şekeri 200 mg/dl veya daha fazla ise .

Kan şekeri yükselmesinin belirtileri nelerdir?

Her zamankinden daha fazla susama ve su içme,
Her zamankinden daha fazla acıkma ve yemek yeme,
Çok sık idrar yapma,
Gece sık olarak idrar yapmak için uykudan uyanma,
Cildinizde kuruma,
Halsizlik, yorgunluk,
Bulanık görme,
Yaraların geç iyileşmesi,

Posted by Nevbahar

Dişhekimi Mehtap Uysal, ağız kokusu konusunda en çok merak edilen soruları cevapladı. Uysal'ın açıklamalarına göre ağız kokusu, ağız içi ve ağız dışı kaynaklı iki sebepten kaynaklanıyor. Ağız içi sebepler başlıca dil üzerinde biriken bakteriler, diş eti ve diş destek dokularının iltihabı, diş çürükleridir. Ağız dışı sebepler ise uzun süre devam eden kulak burun boğaz enfeksiyonları (sinüzit, bademcik iltihabı), sindirim sistemi hastalıkları (mide ülseri), karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği ve şeker hastalığı gibi hastalıklardır. Kokuyu gidermek için ilk önce sorunun nedeni bulunmalı.

Ağız kaynaklı ise ağız hijyeninin üst seviyeye çıkarılması gerekiyor; diş ve dişetlerinin günde en az iki kez fırçalanması. Dil üzerindeki bakterilerin fırçalanması, diş hekimi tarafından diş ve dişeti tedavilerinin yapılması, özel gargaralar yapılması gerekiyor.

Posted by asya

KÖRLÜK ÖNLENEBİLİR Mİ?

İnsanlarda görme duyusunu kaybetme korkusu yaşam ile eşdeğerdedir. Bu derece önemli bir duyu organı olan gözlerimizin sağlığı, çeşitli sebeplere bağlı olarak bozulabilir.

Günümüzde tedavi imkanı bulamadığımız veya sınırlı olarak yardım edebileceğimiz körlük nedenleri mevcuttur. Buna karşılık, önceden çaresiz modern alet ve yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.

Bu konuda en önemli noktalardan birisi, birçok göz hastalığının zamanında teşhis ve tedavi edilmesi ile körlüğün önlenebileceği gerçeğidir. Hastaların bu konuda duyarlı olması, en küçük bir şikayeti dikkate alması, en kıymetli organlarımızdan biri olan gözlerimiz için çok önemlidir. Özellikle periyodik göz kontrollerinin yapılması, birçok göz hastalığını henüz belirtileri başlamadan önlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacaktır.

KÖRLÜĞÜN SEBEBLERİ

DOĞUŞTAN VEYA ÇOCUKLUK ÇAĞI KÖRLÜKLERİ

Posted by asya

Diabet vücutta glükoz metobolizmasının bozulması sonucu ortaya çıkan bir hastalık tablosudur. Glükozu vücut tarafından kullanılabilir hale getirmeye yerayan insulin hormonu, pankreasta bulunan beta hücrelerinin tahribatı sonucunda daha az salgılanmaya başlar. İnsülinin hücrelerce kullanımı bozulduğundan kanda dolaşan glükoz hücrelerce kullanılamaz duruma gelir. Hücreler glükoz emilimini yapamaz ve kanda glükoz seviyesi yükselir.Bunu sonucunda; vücut damarlarında bozukluklar başlar. Başta göz, böbrekler, kalp ve damar sistemi olmak üzere organda hasarlar gelişebilir.

Iki tip diabet vardır: İnsüline bağımlı (Tip 1), ve insüline bağımlı olmayan (tip 2). Her iki tip diabette de hasar, kan glükoz seviyelerinin kontrolüne ve diabetin süresine bağlıdır.

DİABETTE GÖZ

Posted by asya

Şeker Hastalığının (Diabet) Göze Etkileri Nelerdir?

Diabetes Mellitus vücudun şekeri kullanma ve depolama yeteneğinin bozulduğu bir durumdur. Artmış kan şeker düzeyi, aşırı susama , acıkma, idrara fazla çıkma, vücuttaki kan damarlarındaki değişikliklerle karakterize bir hastalıktır. Diabet göze katarakt, glokomun yanında retinadaki kan damarlarının hasar görmesiyle de zarar vermektedir.

Diabetik retinopati nedir?

Gözün ışığı algılanmasını sağlayan retina isimli sinir tabakasının kan damarlarındaki değişikliklerle karakterize bir hastalıktır. Hasarlanmış kan damarları sıvı ve kan sızmasına neden olarak sert fırçamsı dallar ve sert skar dokuları oluşmasına, bunlarda retinanın beyine bozulmuş şekiller göndermesine neden olur.

Hastanın diabetik retinopati geliştirme riski zamanla artmaktadır. 15 yıllık diabeti olan birinde retinopati gelişme riski %80 oranında bulunmaktadır. Çocuklarda oluşan diabette retinopati daha küçük yaşlarda başlar. Tedavi edilmeyen diabet hastaları normal bir insana göre 25 kat daha fazla körlük riski bulunmaktadır.

Nedeni ve belirtileri nelerdir?


Son yorumlar