warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

kanserden korunmak

Emory Üniversitesi Medikal Onkolojisi ve Hematoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Küçük, 5. Uluslararası Beslenme ve Kanser Kongresi'ne katılmak için geldiği Elazığ'da, şunları aktardı:

''Kanserle mücadelede bütün sebze ve meyveler faydalı. En önemli şey bir tek sebzeyi veya bir tek meyveyi yememek. Her çeşit meyvede ve sebzede faydalı şeyler var. Kötü sebze diye bir şey yok. Sadece bazı besin maddeleri üzerinde daha çok araştırma yapıldığı için bilinirlikleri fazla. Örneğin brokoli üzerinde çok araştırma yapılmış. Meme ve prostat kanserine önleyici etkisi görülmüş. Domatesin ise kolon, meme ve prostat kanserine önleyici etkisi görülmüş. Ama benim önerim her çeşit sebzeyi ve meyveyi yemek. Özellikle sebzelerde değişik koruyucu maddeler var.''

Dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, Kanser Haftası nedeniyle hastalığın farklı türleri için öneriler sundu.

Ailesinde kanser geçmişi olan kişilerin doktor kontrolleri ile gerekli testleri düzenli olarak yaptırmaları gerektiğini ve erken teşhisin çok önemli olduğunu belirten Öz, vücuttaki yağ fazlalığının (obezite), kanser riskini yüzde 30 oranında arttıran etkenlerden biri olduğunu söyledi.

Vatan'ın haberine göre Öz, yağın vücutta hormon üreten bir organ gibi kanseri tetikleyici özelliğe sahip olduğunu kaydetti.

Posted by Elvan

Sigaranın neden olduğu kanserlerden (ve diğer sağlık sorunlarından) korunmanın en kesin yolu sigara içmemektir. Sigara içilmesinin neden olduğu kanser ve diğer pek çok sağlık sorunu hem sigara içenlerde hem de sigara dumanından pasif olarak etkilenen kişilerde görülmektedir. Yani, sigara içen kişiler yalnızca kendi sağlıklarını tehlikeye atmakla kalmamakta, çevrelerinde bulunan diğer kişilerin sağlığını da tehlikeye sokmaktadırlar.

Sigara içilmesi ile çeşitli kanserler arasındaki ilişkilerin ortaya konmasını takiben bu kanserleren korunmak amacı ile sigara ve tütün kullanımının azaltılması yönünde çabalar da başlatılmıştır. Bu çabalar sonucunda dünyada sigara kullanımı bakımından dikkat çeken azalmalar sağlanmıştır. Sigara kullanımının azalamasını izleyen yıllarda da başta akciğer kanseri olmak üzere çeşitli hastalıkların görülme sıklığında azalmalar meydana geldiği gözlenmiştir. Sigaranın bırakılmasından sonra kanser ve diğer hastalıkların riskinin azaldığının ortaya konmuş olması sigara içenlerin bu alışkanlıktan vazgeçmeleri bakımından olumlu etki yapmıştır.

Posted by Elvan

Kanserin nedenleri çok çeşitlidir. Kanser oluşunda pek çok faktör rol oynamaktadır. Bu faktörleri başlıca iki gruba ayırmak mümkündür. Bunlar kişisel özellikler ve çevresel faktörlerdir. Kişisel özellikler arasında ailevi yatkınlık, bazı genetik faktörler rol oynamaktadır. Ancak kansere neden olan faktörlerin çoğunluğu çevresel faktörlerdir. Bugünkü bilgilerimize göre kansere neden olan faktörlerin %80 kadarı çevremizde bulunan faktörlerdir. Kanser oluşunda rol oynayan çevresel faktörlerin başlıcaları şunlardır:

• sigara içilmesi
• yanlış beslenme davranışları
• sanayileşme ve bunun yol açtığı çevre kirliliği
• diğer çevresel faktörler

Posted by Arif

Hiçbir garanti olmamasına rağmen kanser riski taşıyan faktörlerden kaçınmak iyi bir önlemdir. Aşağıda belirtilen kuralları uygulamaya çalışın.

Tütün Kullanılması (Sigara içmek)

Tek kelimeyle hayır. Akciğer kanserinden ölümlerde her 5 Ölümden en az 4 ünûn rieâeni ve tüm kanserle ilişkili olaylarda yaklaşık yüzde 30 miktarında ölümün nedeni sigara içmektir. Dumansız tütünün kullanımı insanlarda ağız, gırtlak, boğaz veya yemek borusu kanseri riskini artınr.

Güneşe Maruz Kalmak

Her yıl yaklaşık yarım milyon melanom olmayan cilt kanseri olayının hemen hemen hepsinde temel düşmanın güneş olduğu yeni araştırmalarla belirtilmektedir. Özellikle cildiniz açık renk ise güneş ışınlarına maruz kalmaktan kaçının. Güneş yanıklarından kaçınmak için bir koruyucu kullanın.

Alkol

Kendi alkol tüketiminizden kendiniz sorumlu olun. Çok içenlerde ağız, gırtlak, boğaz, yemek borusu veya karaciğer kanseri riski fazladır.

Menopoz Tedavileri

Posted by Arif

Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor. Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir.

Amerikan Kanser Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü, insanlarda bazı kanser türlerinin gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olmak için diyet kuralları hazırladı. Genel olarak sağlıklı bir diyet için genel tavsiyeler içermektedirler:

-Normal bir vücut ağırlığını koruyun. Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır.

-Diyetinizde çok fazla doymuş ve doymamış yağdan kaçının. Bazı çalışmaların ortaya koyduğu kanıtlar, diyetteki yağ seviyeleri ile prostat kanseri, kalınbağırsak kanseri ve diğer kanserlerin oluşumu arasında bir ilişki olduğunu düşündürmektedir. şu anda, bu tür bağlantıların nedenleri açık değildir.

Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Bunu radon ve asbest (amyant) izler. Ancak, sigara, radon ve asbestten başka da kanser riskini artıran pek çok faktör vardır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, akciğer kanserine neden olan etkenleri anlattı.

Hava Kirliliği

Hava kirliliğinin de akciğer kanseri için bir risk faktörü olabileceği ileri sürülmektedir. Bunun en önemli kanıtlarından biri, akciğer kanserinin hava kirliliğinin yoğun olduğu ülkelerde ve şehirlerde daha fazla görülmesidir.

Çeşitli araştırmalarda, hava kirliliğine neden olan kükürt dioksit, azot dioksit gibi maddelerin sigara dumanındaki kanserojenik maddelerin etkilerini artırdıkları saptanmıştır. Dizel egzostuna ve petrol yanma ürünlerine maruz kalan kişilerde akciğer kanseri riski yüksektir.

Kanser, yayılma gösteren ve ölümcül olabilen bir hastalıktır. Kanserin 100 den fazla tipi vardır ve vücudun her bölümünü etkileyebilir. ABD de kalp hastalığından sonra en sık rastlanan ikinci ölüm nedenidir ve üç kişiden birini etkiler.

Kanser tanısı konulduğunda, kanserin tipine, vücuttaki yerine, hastalığın yayılmasına ve hastanın yaşıyla genel sağlık durumuna bağlı olarak tedavi seçeneği belirlenir. Kanseri etkili biçimde tedavi etmek ya da belirli semptomları ya da yan etkileri ortadan kaldırmak için bazı tedaviler bir arada uygulanır.

Araştırmacılar, farklı hasta gruplarını tedavi edebilmek için en etkili tedavi kombinasyonları üzerinde çalışıyorlar. JAMA da yer alan bir çalışmada, beyne yayılmış kanserin çıkartılması için yapılan ameliyattan hemen sonra radyasyon tedavisi uygulanan hastalann, hemen radyasyon tedavisi uygulanmayanlara göre daha iyi durumda olduğu gösterildi.

Küçük çocukların ışık açık olarak uyumalarına izin verilmemesi gerekiyor, çünkü ışık onları kanserden koruyan bir hormonun üretilmesini engelliyor.

Doğal olmayan ve gece açık olarak bırakılan ışığa maruz kalan çocuklarda melatonin üretim kapasitesi düşüyor. İşte, melatonin seviyesindeki bu düşüşün geçen yüzyıla kıyasla çocuklardaki lösemi vakalarında artışa yol açtığı düşünülmektedir.

Özellikle 4-5 aylık bebeklerin bu konuda daha soruna açık ve korumasız oldukları düşünülmektedir, çünkü bu bebeklerin vücudları yeterli melatonin üretmemektedir.

Texas Üniversitesinden Prof. Russel Reiter ebeveynleri bebek odalarında düşük yoğunlukta bir ışık uygulamaları için uyardı.

Evvelce yapılan araştırmalar gece çalışan işçiler arasında meme kanseri veya diğer kanser türlerine yakalanma olasılığının daha fazla olduğunu göstermiştir. Gözleri görmeyen kişiler ile Arctic Halka içindeki ülkelerde yaşayan kişilerde kanser görülme oranı daha düşüktür.

Kahvenin, rahim ağzı kanserine yakalanma riskini azaltabileceği bildirildi. Japonya Sağlık Bakanlığının talebiyle Ulusal Kanser Merkezinin yaptığı araştırma, çok kahve içen kadınların rahim ağzı kanserine yakalanma riskinin daha az olabileceğini ortaya koydu.

Bilim adamları, 40-69 yaşlarındaki 54 bin kadının sağlık durumunu 15 yıl boyunca izledi. Bu dönemde söz konusu kadınlardan 117'si rahim ağzı kanserine yakalandı.

Araştırmacılar, günde 3 fincandan fazla kahve içen kadınların rahim ağzı kanserine yakalanma riskinin haftada 2 fincandan daha az kahve içenlere göre yüzde 60 az olduğunu belirledi.

Kahvenin insülin oranını azaltmaya yardımcı olduğu, bunun da rahim ağzı kanserine yakalanma riskini azaltabileceği görüşü dile getirildi.

Yeşil çayın da benzer etkileri olup olmadığını araştıran bilim adamları, çay içmekle rahim ağzı kanserine yakalanma riski arasında bağlantı bulmadı.

Ayrıca uzmanlar Kahve nin bilinen faydalarını şöyle sıraladılar,


Son yorumlar