warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Nörolojik Hastalıklar Nelerdir


Nörolojik Hastalıklar Nelerdir TIKLAYIN!
Nöroloji beyin ve sinir hastalığı demektir. Beyin ve vücuttaki tüm sinirlerin hastalıklarıyla ve bu sistemlerin hastalığı sonucu bozulan vücudun diğer organlarının hastalıkları ile uğraşır.

Bu hastalıkların başlıcaları; Baş ağrıları, Baş dönmeleri, Felçler, Sara yani epilepsi hastalığı, Parkinson hastalığı, MS (multipl skleroz), Periferik nöropati, Kas hastalıkları, Beynin ve sinirlerin enfeksiyon hastalıkları, Sırt ağrısı, boyun ağrısı, omirilik, sinir kökü hastalıkları, Uyku bozuklukları, Kaza sonucu oluşan kafa travması, omurilik travması... vs.
Nörolojik Hastalıklar Nelerdir TIKLAYIN!
Posted by goncagül

BEL FITIĞI

Belimizde 5 adet omur kemiği var. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Disk özel bir bağ dokusu organıdır ve omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalara karşı dirençli olmasına; omurgaya uygulanan şok şeklindeki darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına hizmet eder.

Bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan bu disklerin fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.
Disklerin iç kısmın da nükleus pulpozus denen jöle kıvamında yumuşak bir bölüm, bunun dışında da anulus fibrozus adı verilen daha sert bir fibröz tabaka vardır. Dıştaki tabakanın anatomik bütünlüğünün bozularak içerideki yumuşak kısmın dışarıya doğru taşmasına fıtıklaşma denir.

Fıtıklaşan yani dışarıya doğru taşan disk omurilik kanalı içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırır ve hastalık böylelikle kendisini belli eder. Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar.

RİSKLİ POZİSYONLAR

Posted by goncagül

Baş ağrıları, bazen ciddi bir hastalığın ilk ve hatta tek belirtisi olabildiğinden, belirtilere yönelik tedavi ancak dikkatli bir muayeneden ve belkide bunu izleyecek uygun incelemelerden sonra yapılmalıdır. Başağrısı dediğimiz "ağrı"nın oluşum biçiminin açıklanması, kısmen tam olarak aydınlatılamamış yönleri, kısmen de etyolojik etmenlerin çeşitliliği gibi nedenlerle kolay değildir. Kafada genel olarak ağrıya duyarlı yapılar ekstrakraniyaldir. Bu yapılar arasında; arterler ve beynin alt kısmını kaplayan dura mater, venöz sinuslar, dural arterler, basis cerebri arterleri, V, VII, IX ve X. kafa çiftleri, ilk üç servikal spinal sinir gibi kısmen intrakraniyal oluşumlar da bulunur. Başağrısının doğru ve etkin tedavisi için ilk koşul doğru tanıdır.

Posted by goncagül

Nörolojik Hastalıklar (Nöroloji)

Nörolojik Hastalıklar Nelerdir TIKLAYIN!

Akustik Nöronom (İşitme siniri uru) Nedir?
Alzheimer Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS) Nedir?
Bakteriyel Menenjitin Tedavisi Nasıldır?
Bayılmanın Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri
Baş Ağrısı Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri
Baş Dönmesi Nedenleri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?
Baş Dönmesi ve Araç Tutması Nedenleri
Bel Fıtığı Nasıl Oluşur? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Bellek Kaybı (Amnezi) Nedir? Nasıl Önlenir?
Beyin Felci Nedir?
Beyin Hastalıkları Nelerdir?
Beyin Kanaması Nedir?
Beyin Tümörleri Çeşitleri ve Tedavi Yöntemleri
Beyin absesi nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Beyinde Anevrizma Nasıl Ortaya Çıkar?
Charcot Marie Tooth Sendromu Nedir?
Deli Dana Hastalığı Nedir?
Demans (Bunama) Nedir?
Distal Spinal Muskuler Atrofi Nedir?
Duchenne Muskuler Distrofi Nedir?
Ensefalomyelit Nedir?
Epidural Apse Nedir?
Epilepsi (Sara) Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Posted by goncagül

Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri, yüz kaslarına ileterek istediğimiz hareketleri yapmamızı sağlar. Eğer beyindeki veya yüz sinirindeki bazı hastalıklar bu iletiyi engellerse yüz felci oluşur ve yüz hareketleri kısmen ya da tamamen ortadan kaybolur. Yüz felci tıbbi olarak fasial paralizi olarak ismlendirilir.

Yüz Siniri Nerededir : Beyin ile beyin sapı arasında yüz sinirini oluşturacak lifler karışık bir şekilde gelir. Bu bölüm daha çok Nöroloji ile ilgilidir. Beyin sapından sonra yüz siniri kıvrımlı biryol izler. İç kulak yolundan geçerek, orta kulağında çevresini dolaşır ve kulak arkasından doğru birkaç dal halinde yüz kaslarına ulaşır. Yüz kaslarına ulaşmadan önce kulak önündeki tükrük bezinin içinden geçer. İç kulak yolundan geçerken işitme siniri ile birlikte bulunur. Yolu boyunca bazı dallar verir ve bu dallar çeşitli görevler yaparlar. Gözyaşı bezinin salgısını, çene altındaki tükrük bezlerinin salgısını ve dilin tat hücrelerinin görev yapmasını da yüz sinirinin dalları sağlar.

Posted by goncagül

Etyoloji : Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) kızamık virüsunun geç ortaya çıkabilen ve genellikle çocuklarda görülen bir komplikasyonudur. Progresif Rubella Panensefalisi tipik kızamıkçık virusuna bağlıdır. Progresif multifokal lökoensefalopati (PMLE) ise bir insan polyoma virüsü (JC virüsü) tarafından oluşturulur.

Klinik Belirtiler : Bu hastalıklar ilerleyen nörolojik belirtiler ile başlar. Motor fonksiyonlarda bozulma (myoklonık kasılmalar, tremor, titremeler) ile ataxi ve demansa ilerleyen belirtiler görülür. Belirtileri takiben hastalar kısa sürede ölür.

Tanı : BOS’da kızamık virüsuna özgül IgG antikorlarının yüksek titrede saptanması SSPE tanısındaki en önemli kriterlerden birisidir. Ayrıca serum kızamık antikor titresinin yüksek olması tanıyı destekler. PRP semptomları olan çocuklardan tipik kızamıkçık vürüsünde edilmiştir. Hastaların kanında serbest kızamıkçık virusunun yanında dolaşımda viral antijen-antikor kompleksleride gösterilmektedir. PML’de ise BOS’da antikor düşüktür veya yoktur. Beyinde inflamasyon bulgusu da saptamanaz. Oligodentrositlerde nükleer inkluzyon cisimcikleri görülür

Posted by goncagül

Baş Dönmesi Nedir: Baş dönmesi diyince hastanın dengesini sağlamadaki her türlü problem anlaşılır. Bu durum hastayı yatağa düşürüp gözlerini dahi açamayacağı şiddetten, sadece zaman zaman bir kayma hissine kadar değişebilir. Hatta sadece bir göz kararması şeklinde ortaya çıkabilir. Tıp dilinde genel olarak vertigo adı verilir.

Denge Nasıl Sağlanır: Dengenin sağlanması hala tam olarak çözülememiş çok karmaşık ve çok fazla organın rol oynadığı bir durumdur. Bu konuda rol oynayan organ ve sistemler arasında beyin, omurilik, iç kulak (labirent), gözler, eklem ve kaslar sayılabilir. Bu organları etkileyen herhangi bir hastalık baş dönmesi ile birlikte o organa ait diğer belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu kadar çok organın rol oynadığı bir belirti olan baş dönmesi doğal olarak sadece bir branş uzmanı tarafından değerlendirilemez. Genellikle başlangıçta KBB ve Nöroloji doktorları muayene etsede göz, dahiliye veya fizik tedavi branşlarında da muayene olmak gerekebilir.

Posted by goncagül

Şikayet

Vücudunuzun bir bölümünde his kayboldu (uyudu) ya da sanki iğne batıyormuş gibi oluyor.

Nedenleri

Sinir veya kan damarına basınç : Vücudunuzun bir tarafı üzerinde uzun süre zor bir pozisyonda oturuyor, dayanıyor veya uyuyordunuz. Genellikle de vücut “uyandıkça” iğne batıyor gibi olduktan sonra hareket ettiğinizde uyuşma geçiyor. Dirseğinize abanmak ulna sinirinize basınç yapar ve dördüncü ve beşinci parmaklarınızda karıncalanma ve uyuşma olur.

Karpal tünel sendromu : Elinizdeki (baş parmaktan yüzük parmağına kadar) ve bileğinizdeki uyuşma geceleri artıyor ve parmaklarınız, baş parmağınız ve eliniz kuvvetsizleşti. Muhtemelen kuvvet gerektiren aletleri ya da bilgisayarı sık kullanan veya sürekli tekrarlamalı hareketler yapan birisiniz. Bu durum kendiliğinden geçer ya da ağrı kesici ve bileklik gerekebilir.

Raynaud hastalığı : El ve ayak parmaklarınız uyuşuyor ve beyazlaşıyor, sonra mavileşiyor, soğuk havalarda kızarıyor ve ısındıklarında acıyor. Küçük kan damarlarıyla ilgili bir rahatsızlığınız var demektir.

Posted by goncagül

TG nevralji 5. Kranial sinirin duyusal dallarının innerve ettiği fasial alanda bıçak saplanır tarzda, paroksizmal yüz ağrısı ile kendini gösteren bir ağrı sendromudur.

Tarihçe

Posted by goncagül

Kızamık'ın geç bir MSS komplikasyonudur. Kızamık geçirildikten yıllarca sonra gelişen nadir, dejeneratif bir nörolojik hastalıktır. Çoğunlukla hastalığı 2 yaşın altındayken, özellikle anneden geçen Ig'lerin halen varlığını sürdürdüğü ilk yaş içinde geçirenlerde görülür. Normalde MSS'de ve BOS'da kompleman bulunmaz, Ig'ler ise oldukça sınırlı düzeylerdedir. Measles virüsü ile infekte beyin hücrelerine karşı kompleman aktivasyonu yapılamaz, viral antijenleri infekte hücreden uzaklaştıracak spesifik Ig'ler de yoktur, virüse karşı sitolitik immün aktivite gösterilememektedir. İnfantlarda ve 2 yaşın altındaki bebeklerde hücresel immünite immatürdür. Yani, hücre-içi patojenlere yeterli yanıtı verilemez. Anneden transplasental geçen (maternal) IgG'ler 1 yıldan daha fazla persiste etmişse, virüsün infekte hücreden tomurcuklanması önlenir. Hücreye hapsolan virüste, bu durumunu korumak üzere bazı genetik değişiklikler gelişir. En önemlisi, virüsün toparlanması ve sonuçta hücre dışına çıkmasında önemli rol oynayan M (matriks) proteinini kodlayan genin delesyonudur. M proteinsiz yeni birçok virüs proteini replike olmaya başlar.

Posted by goncagül

Spina Bifida, Nöral tüp defekti adı verilen bir grup doğumsal anomalinin bir çeşididir. Açık omurga olarak da adlandırılmaktadır. Genelde omurga kemiği ve bazen de omuriliği etkiler. Nöral Tüp olarak adlandırılan oluşum, embryonik yaşamda bulunan ve beyin ile omuriliği meydana getiren yapıdır. Bu oluşumun gelişiminde meydana gelen anomaliler de nöral tüp defekti (NTD) olarak adlandırılırlar. NTD'leri en sık görülen doğumsal anomalilerdendir. Yaklaşık 1500-2000 canlı doğumdan birinde, değişik derecelerde NTD bulunur.

Embryonik dönemde bebeğin omurgası ilk oluştuğunda kapalı değildir. her iki yanı açıktır. Dölenmeyi takip eden 29. günde her iki yanda oluşan omurga ortada birleşir ve kapalı bir oluşum haline gelir. Spina bifida da bu kapanma ya hiç olmaz ya da bazı bölgelerde meydana gelmez. Spina bifidanın 3 formu vardır:

Posted by goncagül

Siyatik hastalığı dördüncü ve beşinci bel omurları arasında çıkan, buradan topuklara kadar uzanan “siyatik” adı verilen sinirde görülen ağrılı bir hastalıktır. Siyatik sinir vücudun en uzun siniridir. Omuriliğin bel kısmından çıkar, bacaklara kadar uzanır. Siyatik ifadesi, bu sinir irrite edildiğinde, sinir boyunca meydana gelebilen ağrıları tanımlamak için kullanılır. Bu uyarılma genelde siyatik sinirin çıkış yerindeki disklerde meydana gelen kaymalar veya sinirin yolu boyunca oluşan eklem iltihapları nedeniyle oluşur.

Siyatik ağrısı kendini iki şekilde belli eder. Ya devamlı hafif bir ağrıdır ya da arada bir gelen şiddetli bir ağrıdır. Ağrılar, siyatik siniri boyunca, kalçadan topuğa kadar uzanır. Siyatik ağrısı, bazen bel fıtığı ile karıştırılmaktadır. Ağrının siyatik sinirinden kaynaklandığını anlamak için hasta sırt üstü yatırılır. Bacak gergin bir halde iken yavaş yavaş yukarı kaydırılır. Bu sırada uyluğun arka bacağa hatta yağa kadar uzanan kasıntılı bir ağrı duyuluyor ise siyatik şüphesi kesinleşir. Bacak ne kadar yukarı kaldırılır ise ağrı o derece şiddetli olur.

Bulgular

Posted by goncagül

El, kol, bacak gibi organlara gelen sinirler kaza sonrası yaralanabilmektedir.
Yaralanma sonucu kısmı kopmalar, ezilmeler veya total kesiler oluşabilir. Trafik kazaları, kesici ve delici aletlerle yaralanma sıklıkla görülen travmalardır. Sinirli bir anında camı yumruklayan kişilerde el bileği sinirinin kesilmesi çok sık rastlanan durumdur.

El veya bacağa gelen sinirlerin kesilmeleri halinde sinirin uyardığı bölgede felç gelişir. Hastalar ilk 8 saatte ameliyata alınarak sinir uç uca dikilir. Ameliyatın mikroskopla yapılması tercih sebebidir. İlk 8 saate altın dönem denilir. Altın dönem kaçırılırsa sinirin iyileşme şansı azalır. Zamanında yapılan tamir sonrasında herhangi bir sakatlık kalmadan iyileşme sağlanabilir.

Posted by goncagül

Progresif musküler distrofiler (PMD) kalıtsal, genellikle çocukluk çağında başlayan, ilerleyici kas atrofileri ile karakterize, sıklıkla proksimal kasların tutulduğu hastalık grubudur. PMD' ler kalıtım şekli, başlangıç yaşı, kas tutulumunun dağılımı ve ilerleme hızı gibi özellikleri ile birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Şu anda PMD' lerde nedene yönelik, özel bir tedavi yöntemi yoktur. Fizik tedavi, hastanın olası komplikasyonlardan korunması ve ortopedik sekellerin tedavisinde yardımcı olunur.

PMD' lerin sık rastlanan formlarının genetik geçiş özelliklerine göre sınıflaması şu şekildedir:

X' e bağlı resesif geçenler

Duchenne musküler distrofi

Becker musküler distrofi

Emery Dreifuss musküler distrofi

Otosomal resesif geçenler

Skapulo humeral musküler distrofi

Çocukluk çağı otosomal resesif musküler distrofisi

Otosomal dominant geçenler

Fasiyo skapulo humeral musküler distrofi

Distal musküler distrofi

Oküler musküler distrofi

Okülo farenjeal musküler distrofi

Duchenne musküler distrofi

Posted by goncagül

Etyoloji : Kuru’da prion benzeri bir ajan saptanmıştır, Creutzfeld- Jacob (C-J) ‘li hastalarda “ Scrapie associated fibrils” (SAF)’e benzer yapılar gösterilmişken Gestmann- Straussler Scheinker Hastalığı (GSS)’nda ise hastalarda spongioform yapı gösteren gri cevherlerinde prion proteinlerine karşı reaksiyon veren amiloid plaklar görülmüştür.

Klinik bulgular : Prionların inkubasyon dönemleri aylar veya yıllar ile tarif edilmektedir. Bu hastalarda BOS biyokimyasal ve periferik kan hücre değerleri normaldir. Ateş görülmez. Bitkinlik, yorgunluk gibi nonspesifik infektif semptomlarla başlayan bulgular kısa sürede yerini myoklonus, tremor gibi motor fonksiyon bozuklukları ile kişilik değişikliği ve demans gibi bulgulara bırakır.

Tanı : Prion hastalıklarının tanısı klinik bulgulara dayanılarak yapılır ve beynin patolojik incelemesi ile doğrulanır.

Tedavi : Tedavileri şimdilik yoktur

Prionlar, kendiliğinden çoğalabilen (kendini kopyalayabilen) 250 civarında aminoasitten oluşan ortalama olarak en küçük virustan daha küçük yapıya sahip olan enfeksiyon etkenleridir. İnsanlarda ve hayvanlarda bugüne kadar yedi adet prion hastalığı tarif edilmiştir.

Posted by goncagül

Çocuk felci, poliomyelit (poliomyelitis) veya polio isimleri ile bilinen hastalık; poliovirus adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilir ve sinirler ve kaslar da dahil olmak üzere tüm vücudu etkileyebilir. Şiddetli hastalık durumunda sürekli felç veya ölüm meydana gelebilir. Polio bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık etkeni virüsün bulaşması hastalıklı kişiye doğrudan temasla, hastanın ağız ve burnundan çıkan sıvılarla veya hastalıklı kişinin virüs içeren dışkısı ile temasla olabilir. Virüs ağız veya burun yolu ile sağlam kişinin vücuduna girer, boğazda veya sindirim sisteminde yerleşerek çoğalır ve kan ve lenf (damarları) aracılığı ile vücuda yayılır. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 7-14 gündür (5-35 gün arası).

Riskli Durumlar

- polio aşısının yapılmaması

- polio salgını olan bölgeye yolculuk yapmak

- hamilelik

- çok yaşlı veya bebek olmak

- ağız, burun veya boğazda yaralanma meydana gelmesi (diş tedavisi, bademciklerin alınması)

- virüsü aldıktan sonra bağışıklık sistemimizi bozacak anormal bir stres meydana gelmesi (duygusal veya fiziksel)

Posted by goncagül

İlk kez İngiliz doktor James Parkinson tarafından 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanmıştır. Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır. Bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır. Böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz. İşte azalmış dopamin sonucu vücutta titreme, yavaş hareket etme gibi vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan hastalığa parkinson hastalığı denilmektedir.

Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık on yıl gibi bir süre boyunca sürekli ilerler. Ne ölümcül bir hastalıktır ne de felce neden olur. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık genelde 40 yaşından sonra görülür ve erkeklerde görülme sıklığı biraz daha fazladır.

PARKİNSON HASTALIĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Posted by goncagül

"Haftanın günlerini öğrenebilecek mi?", "Mars’ta yaşam üzerine konuşabiliyor, ama 2 ile 2’yi neden toplayamıyor?", "Niye okulda iyi değil?", "dede"yi neden "bebe" diye okuyor?", " b ve d harfleri arasındaki farkı göremiyor mu?", "Anlamını bildiği bu kelimeleri neden okuyamıyor?" "Neden aklı kadar başaramıyor?", "Dört farklı aritmetik probleminin hepsine birden neden aynı cevabı veriyor?", "Çok iyi bir çocuk, çok çalışıyor ama neden yapamıyor?", "Her yıl aynı noktada, sanki yalnızca yaşı büyüyor". Anne babalarda bu soruları uyandıran çocuk kimdir? Onlar okulda başarısız, ama zeki çocuklardır. Bu çocuklar "çini"yi "için" diye okurlar. 41’i 14 yazarlar, p’yi d, d’yi b yazarlar ve bir kelimeyi oluşturan harflerin sırasını hatırlayamazlar. Ödevlerini tahtadan alamazlar, kaybederler, kitaplarının yerini unuturlar, eşyalarını kaybederler, içinde bulundukları yılı, günü ve mevsimi ayırt edemezler. Kahvaltıya öğle yemeği diyebilirler; dün, bugün ve yarını karıştırabilirler. Gördüklerini hatırlayamazlar ya da zihinlerinde canlandıramazlar. Bu çocuklar sınıfta öğrenemezler. Bu çocuklar, bir cümle ya da fikrin ortasından başlayabilirler ya da bir cümlenin ortasında durabilirler.

Posted by goncagül

Sinir sistemi ile ilgili temel bilgiler:

Vücut iki temel sinir sisteminden oluşur: Beyin ve omurilikten oluşan Merkezi Sinir Sistemi (MSS) ve MSS'ni kaslara, cilde ve iç organlara bağlayan sinirleri kapsayan Periferik Sinir Sistemi (PSS).

PSS'nin temel birimi "nöron", yani sinir hücresidir. Görevi, elektrik impulsları (uyarımları) aracılığıyla vücudun bir bölümünden diğerine bilgi taşımaktır. Her nöron bir gövde ve "akson" denen uzun bir kuyruktan oluşur. Aksonlar, nöronun gövdesi ile kaslar, cilt ve iç organlardaki "reseptör" (alıcı) denen sinir terminalleri arasında elektrik uyarımlarını aktarırlar. Aksonların çoğu miyelin kılıf denen bir zar ile kaplanarak yalıtılır ve elektrik impulslarını daha hızlı ve etkin bir şekilde iletebilirler.

Endonöryum denen özel bir bölmedeki akson demetleri ( sinir gövdeleri ), sinirlere besin öğelerini taşıyan kan damarlarını da içerirler. Bu demetler bir elektrik ağı gibi vücudu kaplarlar.

Posted by goncagül

Nörodejeneratif bozukluklar beynin spesifik bölgelerindeki nöronların progresif ve irreversibl kaybı ile karakterize bir grup patolojiyi içermektedir. Pek çok tipi olan bu patolojilerin önde gelenleri;

1) Parkinson hastalığı (PH),

2) Huntington hastalığı (HH),

3) Alzheimer hastalığı (AH),

4) Amyotrofik lateral skleroz (ALS)’dur.

Parkinson ve Huntington hastalıklarında bazal ganglionlardaki nöronal kayıpla hareketlerin kontrolünde anormallikler ortaya çıkmaktadır. Alzheimer hastalığında hippokampal ve kortikal nöronların kaybına bağlı kognitif (bilinç) fonksiyonlarda ve hafızada bozulma olur. ALS’da ise spinal, bulbar ve kortikal motor nöronların dejenerasyonu nedeniyle kas güçsüzlüğü izlenir.

Nörodejeneratif hastalıklar, bir grup olarak, rölatif olarak sık görülmekte ve medikal ve sosyal açıdan önemli problemler yaratmaktadırlar. Bu patolojiler esas olarak hayatın ileri dönemlerinde nörolojik olarak normal bireylerde ortaya çıkmaktadırlar. Tabii ki her hastalığın çocuklukta başlayan formları tanımlanmıştır.

Posted by goncagül

Myotoni kas lifi membranında bozukluğa bağlı ortaya çıkan kasılma sonrası gevşeme güçlüğüdür. Myotonili hasta elini sıktıktan sonra hemen açamaz (aksiyon myotonisi), tenar kaslarına veya diline perküsyon çekici ile vurulan yerde oluşan çukurluk uzun süre devam eder (perküsyon myotonisi) ve elektromyografik incelemesinde kendiliğinden ortaya çıkan, şiddeti artıp azalan (bombardıman uçağı sesi gibi) kasılmalar saptanır (myotonik boşalımlar). Myotoni çoğu kalıtsal birçok hastalıkta ortaya çıkar.

Myotonik distrofi (Steinert hastalığı):

Otosomal dominant geçer. Genetik bozukluk 19. kromozomdadır ve ilgili gende CTG trinükleotidinde sayısal artış vardır. Semptomlar sıklıkla 20-30 yaşlarında başlar. Myotoni ve kas atrofisi yanısıra birçok sistemin tutulumuna ait bulgular ortaya çıkar. Kas atrofisi yüz ve boyun kasları, ve ekstremitelerin distal kaslarında belirgindir. İskelet bozuklukları (hiperostosis frontalis, skolyoz), pitozis ve katarakt (Resim), endokrin anormallikler (diabetes mellitus), frontal kellik, testiküler atrofi, kalp tutulumu, düz kas tutulumuna bağlı gastrointestinal ve üriner sistem bulguları, uyku bozuklukları (hipersomni) ve mental gerileme ortaya çıkar.


Son yorumlar