warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Üroloji

Sünnet, Peygamberimizin (s.a.v.) yapılmasını istediği için sünnet olarak adlandırılan, çeşitli toplumlarda yaygın olarak uygulanan cerrahi bir girişimdir. Erkek çocuklarında penis glansını örten derinin belirli bir şekil ve ölçüde kesilmesi olarak uygulanır.

Sünnet'in faydaları halen tartışmalı olmakla birlikte kesin olarak tespit edilmiş olanlar:

*Sünnetli erkek çocuklarında idrar yolu iltihaplanması daha az gözlenir.
*Penis kanseri sadece sünnet olmayan erkeklerde gözlenir.
*Bulaşıcı hastalıklar sünnet olmayan erkeklerde daha sıktır.
*Kadınlarda rahim kanseri riskini azaltır.

Ülkemizde sünnet dini ve sosyal bir istek olup tüm erkek çocuklarında yaygın olarak uygulanmaktadır. Aile için sünnet töreni yapılması zevkli ve gururlu bir olay, manevi bir mutluluk olarak kabul edilmektedir. Çocuk açısından ise sünnet, arkadaşları arasında statü kazanmak açısından önemli bir olaydır.

Evli çiftlerin 1 yıl korunmasız ve düzenli birlikteliklerine rağmen gebelik elde edememelerine infertilite ( kısırlık ) denir. Hiç gebelik oluşmamışsa bu çift primer infertil olarak tanımlanır. Evli çiftlerin 1 yıl içinde %80-85 inde gebelik olur. Olmazsa olası bir kısırlık varsayılır. Kısırlık problemli çiftlerin yaklaşık % 5 inde erkek sebebli, % 5 inde kadın sebebli ve yaklaşık % 5 inde ise hem erkek hem kadın sebebli infertilite vardır. İnfertilite araştırmasında çifti birlikte değerlendirmek gereklidir.
Bu konuda erkek sebepli infertilite anlatılacaktır.

ERKEK ÜREME FİZYOLOJİSİ

BEYİN-TESTİS HORMONAL İLİŞKİ

Beyinde hipofiz denilen bir bezden LH ile FSH isimli üreme ile ilgili iki hormon salgılanır. Bunlar yumurtadaki Leydig ve Sertoli hücrelerindeki özel alıcılara bağlanır.

Bevliye olarak bilinen üroloji erkek üreme sistem ve böbrek idrar yolları hastalıkları; kadın böbrek-idrar yolları Hastalıkları ile ilgilenir.Böbrek genel olarak sıvı-elektrolit dengesinin sürdürülmesinden ve vücuda zararlı maddelerin atılmasından sorumludur. Böbrekten süzülen idrar,iki taraflı üreter denilen uzun borucuklarla mesaneye oradan da ürethra denilen yolla dışarıya atılır. testis sperm üretiminin yapıldığı yerdir.Çeşitli kontrol mekanizmalarıyla regüle edilen sperm yapım işlemi çok değişik hastalıklarla bozulursa infertilite yani kısırlık oluşabilir. Üroloji kapsamına giren hemen hemen her dokudan tümör gelişebilir.Belirtilere karşı uyanık olunursa erken teşhis ve tedavi ile yüz güldürücü sonuçlar alınabilir.

Hangi şikayetlerde Ürologa Gidilmeli
Ateş, halsizlik ve kilo kaybı gibi genel hastalık belirtilerinden başka çoğunlukla ürolojik hastalıklarda gözlenen şikayetler vardır:

Topluca Üriner Sistem adı verilen, böbrekler, her iki üreter (böbreklerden idrar torbasına kadar uzanan idrar yolları) ve idrar torbasının (mesane), damardan kontrast madde verilerek elde edilen görüntüleme amaçlı tetkikine, ürografi adı verilir.

Hasta, röntgen masasına sırt üstü yatar vaziyette iken, kolundaki her hangi bir damardan kontrast madde verilir. Kontrast maddenin verildiği andan itibaren muhtelif zaman aralıkları ile film çekilir. Zaman aralıkları ilacın böbreklere ulaştığı an, böbreklerde yoğunlaştığı an ve idrar torbasını doldurduğu an olmak üzere 7, 15, 30 ve 45 inci dakikalardır. Özetle, tetkik 1 saat kadar sürmektedir. Ürografide amaç, üriner sistemin yapısı ve fonksiyonları hakkında daha detaylı bilgi edinmektir.

Ne Amaçla Yapılır?

Bazen uretra (idrar yolu) tahriş ve iltihaplanması, bakteri enfeksiyonu belirtisi olsun ya da olmasın, haftalarca hatta aylarca geçmez. Bu durumda devamlı idrar yapma ihtiyacı duyarsınız ve idrar yapmak rahatsızlık verir. Kronik uretra iltihabında arada düzelme olursa da, bu iyilik dönemi gitgide kısalır.

Belirtiler

- İdrar yaparken geçmeyen veya tekrarlayan rahatsızlık;

- Sık idrara çıkma.

Mesanenin dibine kadar ilerlemiş iltihaba "trigonitis" denir.

Trigonitisi teşhis etmek için ucunda ışık bulunan ince bir alet mesaneye sokularak bakılır (Sistoskopi).

Üretra (penisin içindeki idrar ve meniyi taşıyan ince boru) o kadar daralır ki, idrarın geçmesine engel olur. Bu seyrek görülen bir olaydır. Üretra daralmasının birçok nedeni olabilir. Penisin incinmesi veya bir hastalık sonucunda oluşup, zamanla büzülerek yolu daraltan yara izi, bunlardan birkaçıdır. Çok ender olarak idrar yolu tamamen kapanabilir. Üretra daralması, akut bir belsoğukluğu olayından yıllar sonra ortaya çıkabilir.

Belirtiler

- İdrara çıkma zorluğu;

- Ağrılı idrara çıkma.

Sistit idrar kesesinin (mesane) iltihaplanmasıdır. İdrar yolları ve üreme sisteminde en sık görülen hastalıklardan biridir. Zamanında tedavi edilmezse hastalık böbrekleri de etkileyecek biçimde yayılabilir ve mesane ve böbreklerde kalıcı hasarlar oluşturabilir.

Nedenleri:

Normal de bakteriler üreme organları ve anüs bölgesinde yaşamaktadırlar. Bazen bu bakteriler alt idrar yollarını aşarak mesaneye ulaşırlar. Mesaneye ulaşan bakteriler işeme ile dışarı atılırlar. Ancak mesaneye gelen bakteri sayısı atılandan fazla ise mesanede ve daha sonraki aşamada böbreklerde iltihaplanmaya yol açarlar.

Bulaşma cinsel birleşme esnasında veya genital temizliğin az olduğu durumlarda oluşabileceği gibi uzun süre idrar tutulması, idrar yollarını daraltıcı hastalıklar, menapozda düşük östrojen seviyesi nedeniyle de oluşabilir.

AKUT PYELONEFRİT

Böbrek pelvisini ve parankimini tutan enfeksiyöz ve enflamatuar bir hastalıktır. En sık etkenler E. coli, proteus ve klebsiella türleridir. En sık asandan, nadiren hematojen yolla böbreğe ulaşırlar. Lenfojen ve direkt yayılımlar çok enderdir. Böbrek büyük, ödemlidir. Subkapsüler ve kortikal minik abse odakları vardır. Toplayıcı sistem mukozası eksüda ile kaplanmıştır.

Akut pyelonefrit, kadınlarda daha sık görülür. Predispozan faktörler arasında üriner sistem anomalileri, obstrüksiyonlar, üriner sistem taşları, diabet ve hiperürisemi gibi metabolik bozukluklar, gebelik, ağrı kesici ilaç alışkanlığı ve üriner sistemdeki yabancı cisimler (kateter, stent gibi) sayılabilir.

Erkeklerde en sık rastlanan kanserlerin başında gelen prostat kanseri özellikle erken teşhis sağlayan bazı kan tetkiklerinin kullanıma girmesinden sonra başarıyla tedavi edilebilmektedir.

Dünya istatistiklerine bakıldığında, her yıl ortalama 180.000 yeni prostat kanseri olgusu teşhis edildiği ve bunlardan her yıl 35.000 tanesinin öldüğü görülmektedir. Bazı hastalarda ise, tümörün doğal seyri farklı olduğundan, kanser dışı bir nedenle hasta kaybedilene kadar, prostat kanseri başarıyla tedavi edilebilmektedir. İlginç bir bulgu da, otopsi sonuçlarına bakarak saptanmıştır : 50 yaşın üzerinde iken herhangi bir nedenle vefat eden erkeklerin prostat bezleri incelendiğinde, bunların %42 ‘sinde biopsi bulgusu olarak prostat kanseri görülmektedir.

Bir hastada prostat kanseri teşhis edilebilmesi için, 50 yaşından itibaren mutlaka düzenli aralıklarla, yılda bir kez üroloji uzmanı tarafından muayene ve tetkik edilmesi gereklidir. Çünkü, prostat kanseri herhangi bir şikayet ve belirti verene kadar beklendiğinde, genellikle hastalık ilerlemiş ve radikal olarak tedavi edilemez düzeye gelmiş olacaktır. Her kanserde olduğu gibi prostat kanseri için de ‘’erken teşhis hayat kurtarır’’ diyebiliriz.

KONDOM NEDİR?
Erkekler tarafından kullanılan bir çeşit lastikten yapılmış, çok ince ve esken bir kılıftır. Ucunda, meninin (er suyu) toplanması için küçük bir çıkıntılı boşluk vardır.

GEBELİĞİ NASIL ÖNLER?
Kondom, cinsel ilişki sırasında erkekten atılan meni içerisindeki erkek tohum hücrelerinin kadının haznesine dökülmesini engelleyerek,gebelikten korur.

NASIL KULLANILIR?
Her cinsel ilişki için YENİ açılan bir kondom, sertleşmiş erkeklik organınan kadının haznesinde HİÇ temas etmeden önce takılır.
Kondomun yırtılmaması için, takarken ucunda meninin birikeceği boşluğu sıkarak mutlaka havasını alınız.

Posted by asya

Mesane kalça kemiği ile rahim arasında uzanır. İdrarın, böbrekler tarafından üretildikten sonra depolandığı kesedir. Mesanenin, idrar doldukça genişleyebilen esnek ve kaslı duvarları vardır.

Bu duvarlar kasıldığı zaman idrar 3,5-4 cm. uzunluğunda ince bir tüp olan uretraya (idrar yolu) sızar. Uretra nın ağzı klitoris ile vajina arasındadır.

Erkeklerde ve kadınlarda da mesane ve uretra (idrar yolu) vardır, ama bunların yapısı iki cinste birbirinden farklıdır. Bu nedenle ortaya çıkabilecek sorunlar değişiktir ve bazı rahatsızlıklar daha çok kadınlarda görülür. Örneğin, kadınlarda, üretra hem vajinaya hem de mikrop barındıran anüse daha yakın ve erkeklerdekine kıyasla daha kısa olduğu için; üretra ve mesane enfeksiyonları (sistit) daha fazla görülür.

Ayrıca, bazı yaşlı kadınlarda idrarını tutamamak gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, alt karın kaslarının zayıflayarak mesane ve diğer iç organları taşıyamaz hale gelmesi sonucunda, organların aşağıya sarkmasıdır.

Posted by asya

Sidikle birlikte kan gelmesi (hematüri). Kan işemede sidik bazen kırmızı olur; buna makroskobik kan işeme adı verilir. Bazen de sidiğin rengi normal halini muhafaza eder; bu duruma mikroskobik kan işeme adı verilir.

Sidiğin kırmızı rengi, kandan başka, zehirli birtakım maddelerden ve ilaçlardan da ileri gelebilir. Kana kırmızı renk veren başlıca ilaçlar asit fenik, antipirin, piramidon, kriojenin, sulfanol, salol, ravent ve sinamekidir. Ayrıca zehirlenme hallerinde sidikle vücuttan dışarı atılan kantarit, fosfor gibi zehirli maddeler de sidiği kırmızı ya da kahverengiye kaçan bir renge boyarlar. Hekim durumu saptamak için hastanın bu maddelerden herhangi birini alıp almadığını araştırır.

Bazen sidiğin kırmızı rengi gerçekten kandan ileri gelmekle birlikte, kan, işeme başladıktan sonra sidiğe karışır. Bu duruma ancak kadınların adet devresinde rastlanır. Sidik borusunun ağzı dölyatağı ağzına yakın olduğundan, adet kanı kolaylıkla sidiğe karışır ve rengini kırmızıya boyar. Sahte kan işeme (psödohematüri) diye adlandırılan bu durumların söz konusu olmadığı saptandıktan sonra hastada gerçek kan işeme durumu olduğu anlaşılır. Kan işeme bir hastalık belirtisidir.

Posted by asya

Bazen istemeden idrar kaçırıyorsanız alt karın duvarınızdaki kaslar, yaşlandıkça gevşemiş demektir. Her yerde yapabileceğiniz egzersizler için günde 20 dakika ayırabilirseniz, mesanenizin kontrolünü yeniden kazana-bilirsiniz.

Mesaneyi kontrol eden kaslar anüs ve vajinayı çevreleyen kaslardır ve "pubokoksigeal" kasları adını alırlar. 1950 lerde Dr. A.M. Kegel bu kasları geliştirmek için bir sistemi geliştirdi.

Anüs çevresindeki büzgen kasları dışarı çıkmanızı engelleyecekmiş gibi kasarak başlayın. Gevşeyin ve tekrar kasın. Bunu 20-30 defa yapın. Bu hareketleri gün boyu birçok defa tekrarlayın. Pubokokigeal kaslarınızın gücü arttıkça mesanenizi daha iyi kontrol edebilirsiniz. Bunu yapan kadınların çoğu fazladan, cinsel olarak daha hevesli bir hale geldiklerini fark etmişlerdir.

Posted by asya

Erkeklik hormonu testosteron tedavisini, erkek menopozu olarak kabul edilen hırcınlık ve mukavemet gücü kaybını önleyebileceği saptandı.

Menopoz rahatsızlıkları olan kadılara, ateşlenme, osteoporosis nedeniyle verilen hormon tedavisinin, erkeklerde tartışmalı olduğuna değinen uzmanlar, testosteron tedavisinin erkeklerde, menopoz rahatsızlıklarını indirebildiğine değindi.

Testosteronun enjekte edilebileceği gibi, jöle şeklinde hazırlanacak parcalarla deriden veya ağızdan alınabileceği, bu konuda bazı firmaların yeni uygulamalara girdiği belirtildi.

Sheffield Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, kronik kalp rahatsızlığı olan 20 erkek üzerinde testosteron tedavisi uygulandı. Testosteron tedavisinin bu deneklerde yürüme gücünü yüzde 34 artırdığı saptandı.

TESTOSTERON KASLARI GÜÇLENDİREBİLİYOR

Posted by asya

Risk faktörünün kalp damarlarıyla ilgili bulunduğunu belirten uzmanlar, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, hareketsiz yaşam biçimi, şişmanlık ve sigaranın iktidarsızlıkla ilişkisi olabildiğini kaydederek, doktorların bu risk faktörleri bulunan hastaların cinsel yaşamlarını sorgulaması gerektiğini belirtti.

Araştırmacılar, böylece kalp hastalığının erken belirlenebileceğini ve bu yöntemin kalp damarlarındaki kalsiyum oranının belirlenmesinden daha ucuz olduğunu düşünüyor.

Ereksiyon sorununun kalp hastalıklarıyla ilgili nedenlerden biri olduğu, bazı erkeklerde ereksiyon sorununun kalp krizi ve inmeye yol açabildiği kaydedildi.

Doktorlar, ereksiyon sorununu giderebilen Viagra, Cialis ve Levitra gibi ilaçların, kalp hastaları tarafından emniyetle kullanılabildiğini ve bazı durumlarda akciğerle ilgili yüksek tansiyona da iyi gelebildiğini belirtti.

Erkeklerde fiziksel aktivitenin, ereksiyon sorunu üzerinde tek etkili yaşam biçimi olduğu kaydediliyor. Bazı uzmanlar da sigarayı bırakmanın bu sorunun giderilmesi açısından yararlı olacağını düşünüyor.

Böbrek taşları en sık görülen ve ağrıya neden olan böbrek rahatsızlıklarından biridir. Erkeklerin 10%’unda ve bayanların 3%’ünde hayatlarının bir döneminde böbrek taşı oluşur. Ve bunların çoğunda , başka taş gelişimi ihtimali yüksek olduğu için , hastalık kronik bir hal alır.

Her biri yumruk büyüklüğünde olan böbrekler vücudun yan-arka kısımlarında yerleşmiş organlardır. Mesaneye üreter adı verilen dar tüplerle bağlanmışlardır. Böbrekler kanı süzen , faydalı maddeleri tekrar vücuda geri alan , zararlı maddelerin idrarla atılımını sağlayan filtrelerdir. Böbrekten atılan idrar mesanede toplanır ve üretra adı verilen kanalla vücuttan dışarı atılır.

Böbrek taşları , çeşitli minerallerin ve başka maddelerin böbrekte toplanıp, katı parçacıklar halinde çökmesi sonucu oluşur. Normal koşullarda idrarda bulunan çeşitli kimyasallar bu çökmeyi engeller. Fakat bazı durumlarda bu koruyucu mekanizma etkisini yitirir. Eğer oluşan parçacıklar küçükse herhangi bir yakınmaya neden olmadan idrarla atılırlar. Daha büyük taşlar ise böbrekte veya idrar yolunda bir yerde takılıp tıkanmaya yol açabilirler.

Posted by asya

GONOKOKAL ÜRETRİT ( BEL SOĞUKLUĞU )

Gonokokal üretritin etkeni, gram-negatif bir diplokok olan Neisseria gonorrhoeaedir. İnkubasyon periyodunun genellikle 3-10 gün arasında değişmesine karşın, semptomların gelişmesi için gereken süre 12 saat gibi kısa veya 3 ay gibi uzun olabilir.

Gonokokal üretritlerin en sık görülme nedeni cinsel ilişkidir. Bir erkek için, enfekte partner ile tek bir ilişki sonucu bulaşma riski yaklaşık % 17-20, buna karşın enfekte erkekten dişiye bulaşma olasılığı % 80 dir. Taşıyıcı veya hasta partner ile cinsel ilişki sayısı arttıkça risk de artar. Vajinal ilişki olmaksızın salgılarla bulaşan vakalar da bildirilmiştir.

Semptom ve Bulgular

* idrar yaparken yanma
* üretral akıntı (Akıntı genelde iltihaplı, sarı-kahverengi görünümde ve çok boldur)

Soldaki resimde üretradan sarı renkli ve bol miktarda akıntı görülmekte . Gonorenin tipik bulgusudur.

Tanı:

Hasta idrarını yaptıktan 1-4 saat sonra, özel kültür çubuğu üretraya 2-4 cm. kadar sokulup çevrilir. Homoseksüel hastalardan rektal örnek de alınır.

Yandaki resimde gonorenin mikroskopik görüntüsü görülmektedir.

Posted by asya

TÜBİTAK'ın yaptığı bir araştırma, cep telefonunun insan sağlığında olumsuz etkiler yaptığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, toplumun hemen her kesiminde kullanılan cep telefonları, kanserden cinsel sorunlara, sağırlıktan katarakta kadar birçok hastalığın oluşmasına neden olabiliyor. Araştırmanın en ilginç yanlarından biri cep telefonlarının erkekte sperm sayısını düşürmesi.

TÜBİTAK Başkanlık Tıp Danışmanı Doç. Dr. Selçuk Alsan'ın yürüttüğü araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri, cep telefonlarından yayılan mikrodalgaların (MD) kısırlık ve gen bozuklukları yaratması. Hazırlanan raporda, Avrupa'da 2000'den itibaren cep telefonlarının üzerine ‘‘Sağlığa zararlı olabilir’’ yazacağı hatırlatılırken, Türkiye'de hálá 1974'te belirlenen tehlike sınırlarına göre hareket edilmesi kınandı.

Yapılan deneylerde, MD'lerin hayvanlarda özürlü yavruların doğmasına neden olduğu belirtildi. Böylece insanlarda da ciddi cinsel sorunların ortaya çıkabileceğinin savunulduğu raporda, MD'lerin bağışıklık sistemine de darbe vurduğu açıklandı.

Posted by asya

Böbrek nakli (transplantasyon), son dönem böbrek yetersizliğinin en başarılı tedavi şeklidir. Böbrek nakli için gereken böbrek 2 kaynaktan sağlanabilir.

* Canlı vericiden
* Kadavradan.

Gerek canlı vericiden, gerekse kadavradan yapılan başarılı böbrek transplantasyonlarında diyaliz tedavilerinde olduğu gibi böbrek fonksiyonlarından bazıları değil, tamamı yerine getirilir. Buna ek olarak, hem tüm böbrek fonksiyonları yerine getirildiğinden, hem de hastalar için sürekli diyaliz işlemlerinin oluşturduğu fiziksel ve psikolojik zorluklar ortadan kalktığından dolayı yaşam kalitesi daha iyidir. İnsan dışında bir canlıdan transplantasyon şu anda mümkün olmamakla birlikte çalışmalar ümit vericidir, iyimser bir tahminle 2020 li yıllarda mümkün olabilir. Türk Nefroloji Derneğinin verilerine göre Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 4000 böbrek nakli yapılmıştır. 1998 yılında 382 böbrek nakli yapılmıştır ve ne yazık ki bunların yaklaşık 1/3’ü kadavra kaynaklıdır. Kadavra kaynaklı böbrek nakli oranı Batı ülkelerinde yaklaşık % 80’dir. Bunun nedeni ülkemizde organ bağışlarının henüz istenilen seviyeye ulaşamamasıdır.

Uygun böbrek seçimi:

Posted by asya

MESANE KANSERİ NEDİR?

Mesane Kanseri en sık görülen kanser türlerinden biridir.

Mesane Kanserine sebeb olan spesifik bir sebeb bilinmemesine rağmen hastalık erkeleri kadınlara oranla 3 kat daha fazla etkilemektedir. 1995 yılında ABD de 50.000, Avrupada 75.000 den fazla yeni Mesane Kanserli hasta görülmüştür. Hastalığın en sık görülen formu idrar yolu hücrelerini kapsayan transitional cell carsinoma (TCC) dir.Bu durum Mesane Kanseri vakalarının %90 da görülmektedir. Hastalığın erken evrelerindeki tedavi yöntemi tümörün operasyonla çıkartılmasıdır. Fakat bu durumdaki asıl mesele kanserin tekrarlaması nüks etmesidir. Ne yazık ki Mesane Kanseri nüks oranı en yüksek kanserlerden biridir ve bu sebepden doktorun hastalık nüksünü mümkün olan en kısa sürede belirleyebilmesi için hastalarını nükse karşı sık sık kontrol etmesi gerekmektedir.

MESANE KANSERİNİN BELİRLENMESİ


Son yorumlar